Dünya Atopik Dermatit Günü: Farkındalık Yaratmanın Önemi

Dünya Atopik Dermatit Günü: Farkındalık Yaratmanın Önemi

Atopik dermatit veya insanlar arasında daha sık kullanılan ismiyle egzama, deride kızarıklık, kaşıntı gibi semptomlarla kendini gösteren kronik bir deri hastalığıdır. Çocukluk dönemlerinde görülmeye başlayacağı gibi yetişkinlerde de ortaya çıkabilir. Atopik dermatitin ortaya çıkmasında başta genetik olmak üzere birçok farklı mekanizmanın etkili olduğu düşünülmektedir.

Dünya Atopik Dermatit Günü'nün Amacı ve Önemi

Etkilenen hastaların hayatında birçok farklı zorluğa neden olan bu hastalıkla ilgili her yıl 14 Eylül tarihinde bu hastalığa dikkat çekmek ve hastaların hayatındaki problemleri gündeme getirmek için “Atopik Dermatit Farkındalık Günü” olarak belirlenmiştir. 14 Eylül Atopik Dermatit Günü vesilesiyle bu hastalığın toplum arasında bilinirliğinin artırılması, hasta ve hasta yakınlarının hastalıkla ilgili konularda bilgilendirilmesi ve hastaların ihtiyaçları konusunda görünürlük sağlanması amaçlanmaktadır.

Atopik Dermatitin Yaygınlığı ve Etkileri

Atopik dermatit tüm dünyada milyonlarca insanda görülen bir hastalıktır. Farklı araştırmalarda dünya genelinde toplumun %4 ile %22’si arasında bir yaygınlığı olabileceği ortaya konmakla birlikte Türkiye’de %18 gibi oranlar bildirilmiştir.

Atopik Dermatitin Çok Boyutlu Doğası

Atopik dermatitin ortaya çıkmasında multifaktöriyel etkenler rol oynamaktadır. Hastalığa neden olan genetik ve çevresel etkenler araştırıldığında deride çeşitli etkenlere bağlı olarak ortaya çıkan immün sistem yanıtlarının neden olduğu düşünülmektedir. İmmün sistemde meydana gelebilecek bozukluklarda sadece cilt maruziyeti değil aynı zamanda bireyin beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzı gibi birçok faktörün de etkili olduğunu söylemek mümkündür. Atopik dermatit etkilerine bakılacak olursa hastanın bu etkenlere karşı cildinde gelişen reaksiyon başta cilt problemleri olmak üzere psikolojik, sosyal ve ekonomik olarak da hastaları fazlasıyla etkilemektedir.

Atopik Dermatitin Beş Ana Yükü

Hastalar üzerinde atopik dermatitin yükleri ele alınacak olursa 5 ana başlık üzerinden durumu özetlemek mümkün.

• Fiziksel: Atopik dermatit cilt gibi vücudun en büyük organını etkilemesi nedeniyle hastalarda fiziksel olarak önemli zorluklara neden olmaktadır. Kaşıntı, kızarıklık gibi rahatsız edici bulguların yanında ciltte devamlı kuru görünüm ve pullanma hastaların görünümünü de etkilemektedir. Bunun dışında cildin zaman zaman enfeksiyonlara karşı bariyer işlevini yerine getirememesi başka hastalıkların da ortaya çıkmasına kapı aralamaktadır.
• Psikolojik: Psikolojik olarak da yer yer bozulan cilt görüntüsü ve kronik hastalığın getirdiği yaşam tarzı faktörleri hastaların psikolojik olarak da etkilenmesine neden olmaktadır. Hastaların özgüvenini etkileyen durum depresyon gibi problemlere de yol açabilir.
• Sosyal Zorluklar: Görünüşleri nedeniyle özgüven problemi yaşayan hastalar özellikle çocukluk dönemlerinde kendilerini sosyal çevrelerinden izole etmek isteyebilir. Bu durum okul ve iş yaşamında da zorluluklara yol açabileceği gibi hastanın stres altında olması gibi psikolojik etkiler hastalık yükünün artmasına da neden olabilir.
• Ekonomik: Kronik bir süreç olan atopik dermatitle mücadele ederken hastaların tedarik etmesi gereken farklı özelliklerde ürünler ek bir masraf olacaktır.
• Yaşam Kalitesi: Atopik dermatit kronik bir süreçtir ve zaman zaman hastanın yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir.

Farkındalık Yaratmanın Önemi ve Faydaları

Atopik dermatit farkındalığın yaygınlaşması hasta bireylerin toplum içinde daha konforlu bir alanda yer alması için çok önemlidir. Özelikle dış görünüşü etkileyen bu problemin normal karşılanması, bu konu hakkında hastaların kendilerini daha iyi hissetmesini sağlayacaktır. Hastalıklarla ilgili yanlış bilgilerin düzeltilmesi açısından da farkındalık çalışmaları önemlidir. Özellikle hastalığın bulaşıcı özelliğinin olmaması gibi durumlarda yaratılacak farkındalık hastaların toplumdan izole olmasına neden olan durumlardan birinin önüne geçecektir. Bunlar dışında erken tanı, yeni tedavilerin geliştirilmesi gibi alanlarda da gelişmelerin önünün açılması sağlanabilir.

Mustela'nın Atopik Dermatit Farkındalığına Katkısı

Mustela uzun yıllardır cilt sağlığı alanında yaptığı araştırmalar ve geliştirdikleri etkili ürünlerle hassas ciltlere sahip başta bebekler olmak üzere herkese yönelik ürünler geliştirmektedir. Mustela atopik dermatit konusundaki farkındalık ve özeniyle hastaların ciltlerinin daha sağlıklı görünmesini sağlayacak ve hastalığın olumsuz etkilerini artırmayacak cilt bakım çözümleri geliştirmeyi hedeflemektedir. Bu sayede gittikçe artan sayıda hastaların hayat kalitesine katkıda bulunacak yeni ürünler ortaya çıkmakta ve daha erişilebilir olmaktadır.  

Atopik Dermatit Yönetiminde Ailelere Destek

Atopik dermatitin birçok farklı faktöre bağlı olan doğası nedeniyle mücadele etmek gereken birçok farklı durum ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle atopik dermatit bakımı zaman zaman zorlaşan bir durum haline gelebilir. Hastaların cildine temas eden her ürüne dikkat edilmesi gerektiği gibi başta beslenme ve hayat alışkanlıklarıyla bir bütün olarak hastalıkla mücadele etmek gerekmektedir. Bu nedenle tedavi süreçlerinde medikal tedavilerin yanında hastanın immün sistemini tetikleyecek olası etkenlerin belirlenmesi ve hastanın mümkün olduğunca bu etkenlere karşı izole edilmesi de önem arz etmektedir. Hastaların bu ihtiyacına karşılık olarak cilt tipine uygun cilt bakım ürünleri kullanmaları gerekmektedir. Ailelerin bu konularda detaylı bir şekilde bilgilendirilmesi ve ihtiyaçlarına erişimlerinin artırılması ile başta hastalar olmak üzere hasta yakınlarının yaşam kalitesinin artırılmasına önemli etkileri bulunmaktadır.

Atopik Dermatit Araştırmaları ve Gelecek Umutları

Atopik dermatitin nasıl ve neden olduğu hakkında araştırmalar devam ederken birçok yeni bilimsel çıktı ortaya çıkmıştır. Bu sayede uzun yıllar devam eden araştırmalar sonucunda her geçen gün atopik dermatit tedavisi hakkındaki seçenekler artmaktadır.  Hem medikal ilaç tedavilerinde hem de krem gibi ürünlerde gittikçe hastalığın önlenmesi ve iyileştirilmesine yönelik daha etkin sonuçlar üretmeye başlamıştır.