BÜYÜME VE GELİŞİM
Yeni Doğan Bebeklerde İletişim Süreci Nasıl Olmalıdır?
Son Güncelleme 02, Mayıs, 2023
Bebeğiniz doğduğunda henüz konuşamaz ancak iletişim kurabilir. Hislerini ifade etmek ve sizinle etkileşime geçmek için bakışlarını, duruşunu, yüz ifadelerini ve ağlamalarını kullanır. Bu aşamada potansiyelinin sınırı yoktur. Bebeğiniz insan dilini öğrenmeye doğuştan koşullandırılmıştır ve dünyadaki herhangi bir dili konuşmayı ve insanların çıkardığı tüm sesleri telaffuz etmeyi öğrenme becerisine sahiptir. Daha inanılmaz olan ise bebeğinizin farklı dilleri, dillerin melodilerine göre ayırt edebilmesidir.
Zamanla dil öğrenme becerisi belirli bir dile yoğunlaşır ve bebeğiniz ana dilini öğrenmeye daha çok odaklanır. İlk bakışlardan, söylediği ilk cümlelere kadar bebeğinizle etkileşime geçme biçiminiz, dil becerilerini geliştirmesi için hayati öneme sahiptir. Çıkardığı seslere anlam yükleyecek olan ve sizin tepki verdiğinizi veya isteklerine cevap verdiğinizi görme keyfini yaşamak için bu sesleri tekrarlamak istemesini sağlayacak olan sizsiniz. Bu nedenle bebeğinizle en başından beri mümkün olduğunca sık konuşmanız ve onunla birlikte agulamanız çok önemlidir. Bebeğinize doğru ortamı sağlayarak ona hızlı ve uyumlu bir şekilde gelişmek için ihtiyaç duyduğu her şeyi vermiş olacaksınız. Her bebek konuşmayı farklı yaşta öğrenir. Bazı bebekler 12. aydan itibaren birkaç kelime söylemeye başlarken bazıları 2 yaşında hâlâ anlaşılmaz şekilde aguluyor olabilir. Çocuğunuzun gelişim hızını hedef alın! Onu harekete geçirin ve cesaretlendirin ama üzerinde baskı oluşturmayın. Beklentiler yükseldikçe bebeğinizin tamamen vazgeçme riski artar.
0-1 ay arasında: İletişimin doğumu
Dünyaya geldiğinde bebeğinizin ilk iletişim kurma yöntemi ağlamaktır. Ağlamayı aç olduğunu, bezinin değiştirilmesinin gerektiğini, sizin temasınıza ihtiyaç duyduğunu, canının yandığını, yorgun olduğunu vb. size haber vermek için kullanır. Zamanla bu mesajları nasıl deşifre edeceğinizi öğrenmek size kalmış!
2-6 ay arasında: Durmaksızın agulama
Bebeğiniz yaklaşık iki aylıkken gırtlağından çıkardığı sesleri bir oyuna dönüştürür. Agulama, mırıldanma, boğazından gelen sesler ile bebeğiniz agulayarak çevresindeki herkesi keyiflendirir! Bu ilk agulamalar dünyadaki tüm bebeklerde görülür.
Bebeğiniz yaklaşık dört aylıkken başta “a” ve “e” olmak üzere sesli harfler ortaya çıkar. Bir ay sonra bebeğiniz ilk sessiz harflerini söylemeye başlayacaktır. Bu yaş, meşhur “gu gu ga ga” seslerinin duyulduğu yaştır. Bebeğiniz bu aşamada çoktan ana dilini öğrenmiştir. Çinli veya Mısırlı bir bebek, ana dili İngilizce olan bir bebekle aynı şekilde agulamaz! Bebeğinizi harekete geçirmek için onunla konuşun ve agulamalarını tekrarlayın. Hevesiniz, devam etmesi için onu cesaretlendirecektir.
6-9 ay arası: Tekrarlanan heceler
Bebeğiniz 6. aya doğru “a” harfi ile biten heceleri tekrarlamaktan keyif alır.“Dadadada”, “babababa”, “nananana” vb. sesler onun zihninde net bir anlamı yoktur. Onlara cevap vererek zamanla bir anlam yükleyecek olan sizsiniz. Sizin “anne geldi” diyerek yaklaştığınızı görmek onun için ne kadar muhteşemdir ve tam da o anda “nananana” diye agulamaya başlar! Böylece dilin sembolik boyutunu keşfeder. Her sesin, bir nesnenin karşılığı olduğunu anlar.
9-12 ay arasında: İlk sözcükleri
Bebeğiniz yaklaşık on aylıkken tekrarlamadan zincirleme heceler söylemeye başlar. Böylece genellikle kulağa yabancı bir dilmiş gibi gelen anlaşılmaz bebek konuşmasını yavaş yavaş oluşturur! Konuştuğu dil aşama aşama daha anlaşılır bir hale gelir. İlk kelimeleri genellikle yaklaşık 1 yaşındayken duyulur. İlk kelimeleri “baba” veya “anne” değilse hayal kırıklığına uğramayın. Bebeğiniz önce istediği ama ulaşamadığı şeyi belirtmeye ihtiyaç duyar. Sizin adınızı söylemiyorsa bu, kuşkusuz size istediği zaman ulaşabildiği içindir. Genellikle ilk kelimelerini çok geniş kapsamlı kullanır. Örneğin, bebeğiniz “lolo” diyerek hem biberonunu hem de göğüslerinizi ya da acıktığını, susadığını veya kucağınıza alınmaya ihtiyaç duyduğunu anlatmaya çalışabilir. Anlama yetisi, kendini ifade etme yetisinden çok daha hızlı gelişir. Bebeğiniz bir yaşındayken “Gel”, “Anneye ver”, “Aç mısın?”, “Oyuncağını al” gibi çok çeşitli basit ifadeleri anlayabilir.
15-18 ay arasında: Öğrenmeye susamışlık
Yeni konuşma becerisinden çok zevk alan bebeğiniz, yeni kelimeler öğrenmeye susamıştır. Çevresindeki nesneleri işaret ederek onların adını sorar. Bebeğinizin sorularına cevap verin ve kelime dağarcığını geliştirmesine yardımcı olmak için, bahsettiğiniz nesnelerin adını söylemeyi unutmayın. Bebeğiniz 18 aylıkken 10-20 kelimeyi çok iyi bilir ve bir araya getirmeye başlar. Örneğin; “daha süt” veya “baba gitti”. Kelimeleri yanlış telaffuz ederse onu sürekli düzeltmeye çalışmayın. Bu durumda muhteşem hevesini kaçırma ve içinden geleni söylemesine engel olma riskiniz vardır. Bunun yerine, cümlesinin ardından sorunlu kelimeyi doğru telaffuz ettiğiniz bir başka cümle söyleyin.
18-24 ay arası: Kelime dağarcığı patlama yaşar
Bir buçuk-iki yaş arasında çocuğunuzun kelime dağarcığı katlanarak genişler. 24. ayda 300 kelimeye ulaşan bir kelime dağarcığı vardır. Çocuğunuz konuşmayı çok sever ve bazen onu susturmak zor olabilir! Artık basit cümleler kurabilir. İlk kurduğu cümlelerde fiiller mastar haldedir (“Can kek yemek”). Ayrıca “ben” ve “sen” zamirlerini nasıl kullanacağını bilir.
3 yaşa doğru: Bir yetişkin gibi konuşabilirim
Telaffuzu hâlâ mükemmel olmasa da dilin temellerini öğrenmiştir. Çocuğunuz karmaşık cümleler kurabilir, fiilleri çekebilir ve şimdiki zaman, geçmiş zaman ve gelecek zamanı doğru şekilde kullanabilir. Yetişkinlerden duyduğu şekilde tekrarladığı, kulağa tam bir yetişkinin ağzından çıkmış gibi gelen ifadelerle sizi şaşırtabilir! Ayrıca sürekli “neden” diye sorduğu yaştadır. Çevresine karşı olan merakı ve yeni kelime öğrenme isteği doyumsuzdur. Düşünsel gelişimini harekete geçirmek için ona en iyi şekilde cevap vermeye çalışın. Öğretmenlerden, gözetmen personelden ve diğer çocuklardan alınan çok miktardaki uyaran sayesinde, okula gitmek çoğu zaman büyük bir gelişim kat etmek için bir fırsata dönüşür. Çocuğunuz dil becerileri bakımından biraz geri kalmış gibi görünüyorsa bir pediatriste danışmaktan çekinmeyin. Gelişimini sekteye uğratan pek çok unsur bulunabilir. Bir işitme problemi veya nörolojik problem, konuşma organlarında bir bozukluk, psikolojik-duygusal bir tutukluk vb. olabilir. Yalnızca bir profesyonel çocuğunuzun gerçekten geride kalıp kalmadığına ve geride kaldıysa buna neyin sebep olduğuna karar verebilir.