İçeriği Atla

Doğum Belirtileri & Erken Doğum Belirtileri Nelerdir?

5 dakika okuma süresi; Son Güncelleme 26, Ekim, 2023

ERKEN_DOGUM_BELIRTILERI_1048X964PX[2]
İçindekiler
Sağlıklı Bir Hamilelik Kaç Hafta Sürer? Yaklaşan Doğum Belirtileri Nelerdir? Doğum Belirtileri Ne Zaman Başlar? Ne Zaman Hastaneye Gidilmelidir? Doğum Belirtisi Olan Anneler Ne Yapmalıdır? Yalancı Sancı ve Gerçek Sancı Nasıl Ayırt Edilebilir? Erken Doğum Belirtileri Nelerdir? Erken Doğum Riski Ne Zaman Başlar? Erken Doğum Riski Azaltılabilir mi? Gebe Erken Doğum Riski Yaşadığını Nasıl Anlayabilir? Erken Doğum Engellenebilir mi?

Doğum Belirtileri & Erken Doğum Belirtileri Nelerdir?

Hamilelik, anne adayını oldukça etkileyen bir süreçtir. Bu sürecin hekim tarafından dikkatle izlenmesi gerekir. Gebelik boyunca anne adayı ve bebeğin sağlığı için önemli olan bazı noktalar vardır. Bu noktalar dikkate alınarak bebeğin sağlıklı şekilde gelişmesi ve sorunsuz bir doğum sürecinin gerçekleşmesi sağlanır.

Gebeliklerin bir kısmı erken doğum ile sonuçlanabilir. Ancak erken doğum riski bulunan hamileler için riski azaltan bazı önlemler alınabilir. Bu önlemlere harfiyen uyularak erken doğum önlenebilir veya sağlıklı bir doğum süreci gerçekleşebilir.

Zamanında doğum ile erken doğumun belirtileri aynıdır. Fakat vakti gelmeyen doğumlarda, bu belirtiler gözden kaçırılabilir. Belirtilerin gözden kaçırılması özellikle bebek için hayati bir risk oluşmasına sebep olur. Zamanında doğum 37 ile 40 haftalık süreç arasında gerçekleşirken erken doğumlar 37. haftadan önce gerçekleşir.

Doğumun yaklaştığına ve başladığına dair belirtilerden de kısaca bahsetmek gerekirse;  doğumun yaklaştığını anlamanın en belirgin yolu ise annede oluşan rahatlamadır. Anne adayı, daha rahat nefes alıp vermeye başlar. Rahat nefes alma yaygın düşüncenin aksine doğumun başladığını belirtmez. Rahatlamanın ardından 4 hafta içerisinde doğum gerçekleşebilir.

İdrar kesesine yapılan baskı sebebiyle sürekli olarak idrara çıkma isteği veya idrar kaçırma gibi durumlar meydana gelebilir. Bu durum, tıpkı gebenin nefes almasındaki rahatlama gibi doğumun yaklaştığına işaret eder.

İç çamaşırında görülen farklı türlerdeki akıntı da doğumun başlamak üzere olduğunun göstergesidir. Akıntıda kan görülmesi normal olsa da yoğun kanama, anne ve bebeğin hayatını riske atacağından derhal hastaneye gidilmeli ve gözlem altında olunmalıdır.

Rahim kasılmalarının hızla artıp şiddetlenmesi ve sancıların düzenli hale gelmesi, doğumun başladığının ilk işaretidir. Düzenli sancılar kontrol edilmeli ve sıklık takip edilmelidir. Sıklığı artan sancılarda hekim aranmalı ve gerekli görüldüğü durumlarda vakit kaybedilmeden hastaneye gidilmelidir.

Son aşama ise doğum suyunun vücudun dışına atılmasıdır. Suyun gelmesi bazen idrar kaçırma ile karıştırılabilir. Fakat idrar kaçırmadan farklı olarak su, durmadan akmaya devam eder. Bu aşamaya gelindiğinde sakin kalınmalı ve en kısa süre içerisinde hastaneye gidilmelidir.

Suyun boşalması, bebeğin dış etkenlere açık hale gelmesine sebep olarak bazı problemlere yol açabilir. Bu problemlerin başında bebeğin enfeksiyon kapma riski gelir. Son aşamanın ardından ise rahim ağzı açılır ve doğum kesin olarak başlar.

Bu belirtiler, en sık görülen doğum belirtileridir. Doğum belirtileri gebeye ve gebenin özelliklerine göre değişim gösterebilir. Burada gebenin kilosu, boyu, yaşı, sağlık geçmişi, daha önce doğum yapıp yapmadığı gibi birçok etken göz önüne alınmalıdır. Risk grubuna giren hamileler, erken doğum olasılığını unutmayarak kendilerini gözlemlemelidirler.

Hekim kontrolleri boyunca gebenin, erken doğum riski bulunup bulunmadığı belirlenir. Erken doğum, kesinlik göstermediğinden yalnızca önlem alınabilir. Gerekli kontrollere düzenli şekilde giderek ve doktorunuzun önlemlerine uyarak erken doğum riskinden korunabilirsiniz. Bu sayede sağlıklı bir doğum süreci geçirerek bebeğinizi sağlıkla kucağınıza alabilirsiniz.

Sağlıklı Bir Hamilelik Kaç Hafta Sürer?

SAGLIKLI_HAMILELIK_KAC_HAFTA_SURER

Hamilelik sürecine genel bakış 9 ay 10 gündür. Ancak uzman doktorlar, gebelik sürecini haftalarla hesaplar. Hamileliğin başlangıcı, son regl döneminin ilk günü olarak kabul edilir. Gebeliğin tam olarak ne kadar süreceği annenin kilosu, yaşı, geçmiş sağlık bilgileri gibi pek çok etkene bağlı olarak değişir. Bu nedenle ortalama gebelik süresi 40 hafta olarak düşünülür.

Gebeliğin 24. ve 37. haftaları arasında gerçekleşen doğumlar, erken doğum olarak görülür. Erken doğumların büyük bir bölümü 35 ile 37. haftalar arasında gerçekleşir. Bu tarihler arasında olan doğumlar geç erken doğum olarak kabul edilip risk oranı daha düşüktür.

Yaklaşan Doğum Belirtileri Nelerdir? 

Doğumun yaklaştığına dair birtakım belirtiler bulunur. Gebeler, bu belirtilere dikkat ederek doğum sürecinin yaklaştığını anlayabilirler. Hamilelik sürecinde bebek büyürken diyafram üzerinde oluşturduğu baskıyı artırarak annenin nefes almasını zorlaştırır. Doğum yaklaşırken bebek kanala doğru yaklaştığından diyafram baskısı azalarak nefes almak kolaylaşır.

Bu belirtiler arasında mukus tıkacının düşmesi, sancıların sıklaşması, suyun gelmesi ve son olarak rahim ağzının genişlemesi bulunur. Son aşamada doğumun başladığı kesinleşir.

Bebeğin Doğum Kanalına Girmesi   

Bebek, doğum haftasında rahimden doğum kanalına doğru ilerler. Başın aşağı yerleştiği bu süreç doğumdan 2 ile 4 hafta öncesinde gerçekleşir. Bu ilerleme sonucunda annenin diyaframındaki baskı ortadan kalktığından gebe, daha rahat nefes almaya başlar. Gebenin rahatlaması, doğumun yaklaştığının önemli işaretlerinden biridir.

Sancıların Düzenli ve Sık Hale Gelmesi   

SANCILARIN_DUZENLI_VE_SIK_HALE_GELMESI

Hamilelik süreci boyunca küçük sancılar oluşabilir. Bebeğin büyümesiyle beraber sancıların sıklığı ve şiddeti artmaya başlar. Standart hamilelik süresine 5 hafta kala bu sancılar gün içerisinde en az bir kere hissedilir. Doğum yaklaştıkça sancıların süresi uzar, sıklığı artar ve kasılma hissi ortaya çıkar.

Nişan Gelmesi   

Hamileliğin başlamasıyla beraber rahim ağzında yumuşak bir tıkaç ortaya çıkar. Mukus adı verilen rahim ağzı tıkacı, bebeğin dış etkenlerden korunmasını sağlar. Doğum kasılmaları başladığında rahim ağzı açılır. Rahim ağzının açılması sonucunda halk arasında nişan gelmesi olarak da bilinen mukus düşmesi yaşanır.

İç çamaşırında pembe, yapışkan bir akıntı olarak fark edilen mukus, doğum sürecinin ilk aşamasının göstergesidir. İçerisinde bulunan az miktarda kan bir probleme işaret etmez. Ancak kan miktarı yoğunsa vakit kaybedilmeden doktor ile iletişim kurulmalıdır.

Mukusun düşmesi doğumun başladığı gün olmayabilir. Doğumdan birkaç gün öncesinde mukus düşebilir. Bu nedenle mukusu gördüğünüzde hastaneye gitmenize gerek olmaz. Hastaneye gitmek için doğru zamanı öğrenmek adına doktor aranarak bilgi verilmelidir.

Suyun Gelmesi   

Bebek, rahimde yer alan bir su kesesinin içerisinde gelişip büyür. Doğum başladığı sırada su kesesi yırtılır. Suyun gelmesi olarak isimlendirilen bu olay sonucunda su, sızıntı veya fışkırma biçiminde akar.

Suyun gelmesi, bazen kesenin delindiğinin ve bebeğin enfeksiyonlara karşı korunmasız kaldığının göstergesidir. Bu nedenle sancılar başlamamış olsa da vakit kaybedilmeden hastaneye gidilmelidir. Gecikme durumunda hayati risk oluşabilir.

Rahim Ağzının Genişlemesi

Son aşama olan rahim ağzının genişlemesi, doğumun başladığının göstergesidir. Bu aşamada bebek doğum kanalında ilerlemiştir. Herhangi bir sorun oluşmasını önlemek adına rahim ağzı genişlediğinde hastaneye gidilmelidir.

Doğum Belirtileri Ne Zaman Başlar?

DOGUM_BELIRTILERI_NEZAMAN_BASLAR

Sağlıklı gebelik süreci, 40. haftanın sonunda tamamlanarak doğum ile biter. Doğum belirtileri, doğumdan 4 hafta önce kendini göstermeye başlar. Bu belirtilerin ilki bebeğin doğum kanalına ilerlemesi sonucunda anne adayının daha rahat nefes almasıdır. Bebeğin doğum kanalına girmesi, doğumun başladığının değil yaklaştığının belirtisidir.

Mukus adı verilen yapışkan akıntı doğuma 1 hafta kala görülse de bu durum, doğumun başladığının göstergesi değildir. Doğumun başladığının kesin şekilde bilinmesi için kasılmaların düzenli hale gelmesi ve suyun gelmesi gerekmektedir. Bu aşamadan sonra doğum başlar.

Suyun gelmesiyle beraber daha önce hazırlanan doğum ve bebek çantası alınarak refakatçi eşliğinde hastaneye gidilerek profesyonel sağlık personelleri tarafından gözlem altına alınmalıdır.

Ne Zaman Hastaneye Gidilmelidir?

Hastaneye ne zaman gidileceği, doğum konusundaki en önemli sorulardan biridir. Bu süreç kişiden kişiye değişiklik gösterse de belirli bazı etkenler göz önüne alınır. Gebenin, doğum geçmişi bu etkenlerden en önemlisidir. İlk gebelikte sancıların sıklığı 10 ile 20 dakika arasında olduğu sürece evde beklenebilir. Ancak sancılar arasındaki süre kısaldığında hastaneye gidilmesi önerilir.

Sonraki gebeliklerde ise sancıların düzenli hale gelmesi hastaneye gitmek için yeterli bir belirtidir. İlk doğumdan sonra doğum süresi kısalır. Geçmiş doğumlar sezaryen ile olduysa veya rahimden parça alındıysa sancılar başladığı anda hastaneye gidilerek olası riskler önlenmelidir.

Bütün bunların yanı sıra bazı durumlarda regl döneminde olduğu gibi kanamalar meydana gelebilir. Bu genellikle normal kabul edilse de kan miktarı arttığında hastaneye gidilmelidir.

Gebelik süreci 37. haftayı geçmediyse ve sancılar düzenli hale geldiyse erken doğum ihtimali bulunduğundan bebek ve annenin hayati riske girmemesi için vakit kaybedilmemelidir. En önemli işaret ise suyun gelmesidir. Suyun vücut dışına çıkışıyla beraber bebeğin hayatı riske girebilir. Bu nedenle suyun gelmesi hastaneye gitmek için en önemli belirti olarak öne çıkar.

Hastaneye gitme sürecinde trafik ve hastanenin yakınlığı gibi unsurlara dikkat edilmelidir. Sancılar trafik saatinde başladıysa ve tercih edilen hastane uzaktaysa kasılmaların sıklığı artmadan yola çıkılmalıdır.

Doğum Belirtisi Olan Anneler Ne Yapmalıdır?

Doğum süreci özellikle ilk gebeliği olan veya riskli sınıfta yer alan anne adayları için oldukça endişe vericidir. Endişe, sürecin zorlaşmasına sebep olabilir. Bu nedenle belirtiler ortaya çıktığında anne adayları olabildiğince sakin hareket etmelidir. Aralıksız ağrı, yoğun kanama ve suyun gelmesi gibi sorun yaratabilecek durumlar oluşmadıysa ilk olarak hekim aranmalıdır.

Anne adayı doğum belirtileri başladığında yalnızsa refakatçisi ile iletişime geçmelidir. Hekime bilgi verildikten sonra hekimin yönergeleri doğrultusunda hareket edilmelidir. Hazırlanan doğum eşyaları alınarak refakatçiyle beraber hastaneye gidilmelidir.

Ancak bunlar tehlike belirtisi bulunmayan doğumlar için geçerlidir. Yoğun ağrı, kanama, suyun gelmesi gibi aciliyet gerektiren durumlarda derhal ambulans aranarak profesyonel sağlık personellerinin ilk müdahaleleriyle beraber hastaneye gidilmelidir.

Yalancı Sancı ve Gerçek Sancı Nasıl Ayırt Edilebilir?

yalancı_ve_gerçek_sancı

Hamilelik sürecinde anne adaylarını en çok endişelendiren durumlardan biri de yalancı sancılardır. Yalancı sancılar, gerçek sancılara çok benzediğinden anne adayları telaşlanabilir. Yalancı sancı ve gerçek sancıyı ayırt etmenin bazı yolları vardır.

  1. hafta itibariyle rahim kasılmaları artmaya başlar. Bu kasılmalar Braxton Hicks adı verilen yalancı doğum kasılmalarıdır. Hamilelik sürecinin sonuna yaklaşıldıkça kasılmalar artabilir. Artan kasılmalar doğumun başladığını düşündürebilir.

Yalancı doğum kasılmaları, gerçek kasılmalara göre düzensiz aralıklarla ortaya çıkar. Gerçek sancılarda kasılmaların süresi, sıklığı ve şiddeti artarken yalancı kasılmalarda değişiklik olmaz. Yalancı kasılmalar, dinlenildiğinde hafifleyerek geçerken gerçek kasılmalar hızla artar.

Gerçek kasılmalarda sırt bölümünde ve kasıklarda ağrı oluşur. Kan gelmesi gibi problemler de ortaya çıkabilir.

Sancıların gerçek mi yoksa yalancı mı olduğunu anlamak için kasılmalar özenle takip edilerek not alınmalıdır. Aralıkları, süresi gibi detaylar yazılarak incelenmelidir. Alınan notlar, hekim ile paylaşılarak profesyonel birinin fikirleri alınmalıdır.

Erken Doğum Belirtileri Nelerdir?

Erken doğum belirtileri kişiye ve fiziksel özelliklere göre değişim gösterebilir. Doğumdan önce doğumun yaklaştığı bazı etkenler göz önüne alınarak fark edilebilir. En çok rastlanan durumların başında yoğun vajinal akıntı bulunur. Özellikle iç çamaşırında görülen akıntıda fazla miktarda kan bulunuyorsa hastaneye gidilmesi önerilir.

Yükselen enerji veya artan endişe hali gibi değişken ruh hali de doğumun yaklaştığının göstergeleri arasında yer alır. Bebeğin büyümesi sonucu oluşan baskı sebebiyle anne adayları daha fazla oksijene ihtiyaç duyabilir.

İştahın azalması da gebelik sürecinin sona ermek üzere olduğunu gösterir. İdrar kesesinda oluşan baskı, sık olarak idrara çıkmaya sebep olur. Artan idrar sıklığı ve yürümede yaşanan zorluk, doğumun yaklaştığına işaret eder.

Erken doğum, tahmin edilen doğum vaktinden 3 hafta öncesine kadar gerçekleşen doğumlardır. Erken doğum; bebek ve anne sağlığı açısından bazı riskler oluşturabilir. Bu nedenle oldukça dikkat edilmelidir. Beklenenden erken başlayan doğumun bazı belirtileri vardır.

Erken doğumun ilk belirtisi 10 dakikada bir başlayan ve sıklığı azalırken şiddeti artan kasılmalardır. Özellikle bel ve sırt bölgesindeki geçmeyen ağrılar, bu belirtiler arasında yer alır. Rahim bölgesinde bulunan gaz veya regl sancısına benzer kramplar da erken doğuma işaret eder.

Vajinadaki basınç ile beraber su damlaması en önemli belirtidir. Kanlı veya kansız şekilde görülen mukus akıntısı veya vajinal akıntılar da erken doğum belirtisi olarak görülebilir. Zehirlenme sürecinde ortaya çıkan kusma ve ishal gibi problemler, erken doğumun en önemli belirtileri arasında da yer alır.

Erken Doğum Riski Ne Zaman Başlar?

Erken doğum, zamanında hamilelik olarak belirlenen süreçten önce ortaya çıkar. Uzmanlar tarafından belirlenen süre, anne ve bebek sağlığı açısından oldukça önemlidir. Erken doğum riski, özellikle bazı kategorilerde yüksektir. Bu kategoriler yaş aralığı, beden sağlığı, geçmiş doğum deneyimleri gibi bazı etkenler göz önüne alınarak belirlenir.

Uzman hekimler tarafından belirlenen sağlıklı bir hamilelik süreci 37 ile 41. haftalar arasında doğum ile sonlanır. 37. haftadan önce ve 20. haftadan sonra gerçekleşen doğumlar, erken doğum olarak isimlendirilir.

Erken doğumlar erken preterm ve geç preterm olarak ikiye ayrılır. Erken doğumların %30’u erken preterm denilen 20 ile 33. hafta arasında olurken %70’i ise geç preterm olarak adlandırılan 34. ile 37. hafta arasında gerçekleşir.

Erken doğum riski bulunan gebelerde bazı kurallara uyularak bu risk azaltılabilir. Riskin azaltılmasındaki en önemli faktör ise düzenli doktor kontrolleri ve hekim tarafından verilen tavsiyelere uymaktır.

Erken Doğum Riski Azaltılabilir mi?

Erken doğum, belirli risk gruplarının dışında sağlıklı bir gebelik süreci geçiren kişilerde de meydana gelebilir. Her gebelikte az da olsa erken doğum riski bulunur. Ancak bu riski en aza indirgemek için bazı önlemler alınabilir. Bu önlemlere harfiyen uymak gebenin ve bebeğin sağlığı açısından son derece önemlidir.

Bu önlemlerin arasında en önemlisi düzenli kontrollerin aksatılmamasıdır. Gebelik sürecinde hekimin belirlediği aralıklarla kontrole gidilerek gebelere bazı testler uygulanmaktadır. Böylece süreç boyunca herhangi bir komplikasyon oluşumu engellenir.

Sigara ve alkol, gebenin ve bebeğin hayatını riske atan etkenlerdir. Bu nedenle özellikle hamilelik ve emzirme sürecinde alkol ve sigara kullanımı tamamen bırakılmalıdır. Kimyasal maddelerden uzak durulması da önlemler arasında yer alır.

Hamilelik sürecinde hareket etmek önemlidir. Ancak fazla güç isteyen ağır aktivitelerden kaçınılması tavsiye edilir. Yeterli su tüketimi ve sağlıklı beslenmek de erken doğum riskini azaltma özelliğine sahiptir.

Gebelik döneminde bağışıklık sisteminde ortaya çıkan değişiklikler sebebiyle hastalık riski oldukça yüksektir. Özellikle ateşli hastalıklar, erken doğum riski oluşturur. Hamilelik boyunca kişilerin hastalıklara karşı önlem alması gerekir.

İki hamilelik arasındaki sürenin kısa olması da bu riski arttıran etkenler arasında yer alır. Bu nedenle hamilelik süreçleri arasında en az altı ay olması önerilir.

Gebe Erken Doğum Riski Yaşadığını Nasıl Anlayabilir?

GEBE_ERKEN_DOGUM_RISKI_YASADIGINI_NASIL_ANLAYABILIR_1024X586PX[2]

Erken doğum riski bulunan gebeliklerde belirli faktörler bulunur. Bu faktörlerden bir veya birkaçına sahip olanların erken doğum riski bulunduğu düşünülür. Gebelik sürecine düşük veya yüksek kilo ile başlamak bu faktörlerden biridir. İdeal kilonun altında veya üstünde olan gebelerde, bazı sağlık sorunları olabilir. Bu sorunlar bebeğin gelişim sürecini ve hamileliği de etkileyebilir.

18 yaşına kadar beden gelişimini tamamlamamış olur. 18 yaş öncesi gebeliklerde vücut, hamilelik sürecine hazır değildir. Bu nedenle bu yaştan önce gerçekleşen gebelikler, yüksek riske sahiptir. 35 yaş üzeri gebeliklerde de vücut sistemindeki bazı problemler bebeğin ve anne adayının hamilelik sürecinde sorun yaşamasına sebep olabilir. Risklerin azaltılması için özellikle 35 yaşın üzerindeki gebelerin düzenli kontrole gitmeleri önerilir.

Bir diğer risk faktörü ise geçmiş gebelik deneyimlerine dayanır. Çoğul gebelikten veya erken doğumla sonuçlanan gebelikten sonra hamile kalınması ve iki gebelik arasında 6 aydan kısa süre olması erken doğum riskini ortaya çıkarır.

Üreme organlarında bulunan bazı problemler bu etkenler arasında yer alır. Bebeğin fazla amniyotik sıvı içerisinde kalması da yine riski artıran faktörlerdendir. Gebenin diyabet, yüksek tansiyon, enfeksiyon, stres ve fiziksel travmalar yaşaması da bu olasılığa neden olur.

Erken Doğum Engellenebilir mi?

Özellikle yüksek risk grubunda yer alan gebelerde erken doğum görülme ihtimali oldukça yüksektir. Yüksek risk grubunda rahim ağzı yetersizliği bulunan ve geçmişte düşük yapan hastalar bulunur. Ancak kesin bir sonuç için gebenin hekim kontrollerine düzenli olarak gitmesi, ultrason ve testlere girmesi gerekir.

Kontroller sonucunda hekimin gerekli gördüğü durumlarda gebeye ilaç tedavisi uygulanarak erken doğum riski önemli ölçüde azaltılır. Fakat önlemler erken doğum riskini tamamen ortadan kaldırmaz. Erken doğum belirtileri ortaya çıktığında ise hekim ile temasa geçilmelidir. Gerekli görülürse anne ve bebeğin sağlığı için hızlı bir şekilde hastaneye gidilmelidir.

Kaynak

  • https://www.whattoexpect.com/pregnancy/labor-signs
  • https://www.whattoexpect.com/pregnancy/symptoms-and-solutions/mucous-plug.aspx
  • https://www.whattoexpect.com/pregnancy/symptoms-and-solutions/water-breaking-during-pregnancy.aspx
  • https://americanpregnancy.org/healthy-pregnancy/labor-and-birth/signs-of-labor/
  • https://health.clevelandclinic.org/signs-that-labor-is-24-to-48-hours-away/

 

İlgili Blog Yazıları

Çocuklarda uykuda yatak ıslatma #BEBEK VE ÇOCUK SAĞLIĞI
Çocuklarda uykuda yatak ıslatma
Çocuklarda uykuda yatak ıslatma Çocuklarda uykuda yatak ıslatma, birçok ailenin karşılaştığı yaygın bir sorun olup, hem çocuğun duygusal hem de fiziksel sağlığını etkileyebilir. İstatistiklere göre,... Daha fazla göster
Çocuklarda katılma nöbeti nedir? #BEBEK VE ÇOCUK SAĞLIĞI
Çocuklarda katılma nöbeti nedir?
Çocuklarda katılma nöbeti nedir? Bebeklerde görülen katılma nöbetleri, aileler arasında endişe ve korku yaratan bir konudur. Bebek ya da çocuklarda katılma nöbeti, onları sinirlendiren veya... Daha fazla göster
Çocuklarda Dil Bağı Nedir, Nasıl Tedavi Edilir? #BEBEK VE ÇOCUK SAĞLIĞI
Çocuklarda Dil Bağı Nedir, Nasıl Tedavi Edilir?
Çocuklarda Dil Bağı Nedir, Nasıl Tedavi Edilir? Dil bağı, dilin alt kısmında görülen bağın normalden daha önde, kısa ve dokusu bozulmuş olması durumunu ifade eder.... Daha fazla göster
Daha Fazlasını Keşfet