• 1.250 TL ve üzeri alışverişlerinizde kargo bedava!

  • 1,250.00TL daha alışveriş yaptığınızda kargo bedava!
    • #Doğum Sonrası
    • #Hamilelik

    Lohusa dönemi hakkında sık sorulan sorular

    5 dakika okuma süresi Güncellendi Kasım 14, 2024
    Nurhan Demirel
    Yayınlandı Temmuz 25, 2024 Nurhan Demirel
    Mustela__Lohusa_donemi - Mustela Türkiye - 1

    Lohusa dönemi hakkında sık sorulan sorular

    Doğum, her kadının hayatında dönüm noktası olan olağanüstü bir deneyimdir. Doğumun hemen ardından gelen lohusalık süreci, bu yolculuğun doğal bir uzantısıdır. Yeni anneler, bu dönemde sadece fiziksel değil, aynı zamanda duygusal ve zihinsel olarak da büyük bir değişim yaşarlar. Bedensel iyileşme ve anne olmanın getirdiği duygusal zorluklar arasında denge kurarken, kendilerini yeniden keşfetme ve bebekleriyle bağlarını güçlendirme yolunda ilerlerler.  Peki lohusa döneminde anneyi bekleyen değişiklikler nelerdir? Bu yazımızda, lohusa dönemi hakkında sık sorulan soruları yanıtlayacağız.

    Lohusa Dönemi Nedir?

    Postpartum, halk arasında lohusalık olarak adlandırılan ve bir kadının doğum sonrası sürecini ifade eden bir terimdir. Lohusa dönemi, doğumdan hemen sonra başlayıp genellikle altı ila sekiz hafta süren bir süreçtir. Bu dönemde vücudunuz birçok fiziksel ve duygusal değişim geçirir; göğüslerin süt üretimine hazırlanması, vücudun doğum sonrası yeniden yapılanması ve annelik duygularının derinleşmesi gibi birçok deneyim bu süreci şekillendirir. Lohusalık, sadece yeni doğan bir bebeğin bakımını öğrenmekle kalmaz; aynı zamanda annelerin kendi sağlıklarına özen göstermeleri, duygusal dalgalanmaları yönetmeleri ve yeni bir yaşam düzenine uyum sağlamaları gereken bir süreçtir. Bu süreçte dinlenmek, vücudunuza iyileşmesi için zaman tanımak ve besleyici gıdalar tüketmek faydalı olacaktır.

    Lohusa Döneminde Anneyi Bekleyen Değişiklikler

    Dünya Sağlık Örgütü (WHO), doğum sonrası dönemi, anne ve bebeklerin hayatlarında en kritik ve en ihmal edilen evre olarak tanımlamaktadır. Lohusa dönemi, doğumdan hemen sonra başlayıp yaklaşık altı ila sekiz hafta süren, annenin fiziksel, psikolojik ve davranışsal birçok değişimden geçtiği hassas bir süreçtir.

    Hamilelik ve doğum, bir kadının hormon seviyelerinden uyku düzenine, duygusal durumundan fiziksel sağlığına kadar birçok alanda büyük dönüşümler yaratır. Hamilelik süresince artan östrojen, progesteron ve kortizol gibi hormonlar, doğumdan sonra ani bir düşüş gösterir. Bu hormonal değişiklikler, yeni annelerin duygu durumlarını ve uyku kalitelerini etkileyebilir. Ayrıca, doğum sonrası dönemde annelerde genel ağrı, baş ağrıları ve göğüs ağrısı gibi fiziksel rahatsızlıklar da yaygındır.

    Doğum sonrası dönem, annenin sadece fiziksel değil, aynı zamanda duygusal ve psikolojik birçok değişimden geçtiği bir süreçtir. Yeni anneler, bebeklerinin ihtiyaçlarını karşılarken kendi duygusal ve fiziksel sağlıklarını da dengelemek zorundadır. Yüksek kortizol seviyeleri stres ve depresif belirtilerle ilişkilendirildiğinden, bu durum annenin ruh sağlığını olumsuz etkileyebilir.

    Lohusa döneminde annelerin yaşadığı değişimleri anlamak ve bu süreçte onlara destek olmak, hem annenin hem de bebeğin sağlığı için oldukça önemlidir.

    Lohusa Döneminde Hormonal Değişimler ve Etkileri

    Lohusa Döneminde Fiziksel İyileşme Süreci

    Doğum sonrası dönemde vücudunuzda ve hayatınızda büyük değişiklikler aynı anda gerçekleşir. Göğüslerin şişmesi ve vajinal kanama gibi bazı değişiklikler fizikseldir. Doğum yapmak, büyük bir fiziksel ve duygusal zorluktur. Aynı zamanda yeni anneler için bebekli hayata uyum sağlamak da oldukça zahmetlidir.

    Doğum yapmış olmanız, artık bakıma ihtiyacınız olmadığı veya sağlığınızın önemsiz olduğu anlamına gelmez. Bebeğinize bakmanın yanı sıra dinlenmeye ve kendi sağlığınıza özen göstermeye de öncelik vermelisiniz.

    Lohusa Döneminde Duygusal Dalgalanmalar ve Ruhsal Durum

    Annelik hüznü: Doğum sonrası dönemde annenin yaşadığı duygudurum sendromlarından en yaygın olanı annelik hüznüdür. Annelik hüznü yaşayan kişilerde hafif depresyon, duygusal dalgalanmalar, yorgunluk, bitkinlik, tahammülsüzlük, ağlama nöbetleri ve dikkat ile konsantrasyon güçlüğü gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu durum, annelerde ayrıca unutkanlığa da yol açabilir.

    Doğum sonrası depresyon: Doğumdan sonraki haftalar ve aylarda aşırı üzüntü ve umutsuzluğa neden olan bir depresyon türüdür. Annelik hüznünden farklı olarak, bu durum kendi kendine geçmez ve sıklıkla ilaç tedavisi veya psikolojik destek gerektirir.

    Doğum sonrası kaygı: Bebek sahibi olduktan sonra ortaya çıkan aşırı kaygıya doğum sonrası kaygı denir. Bu durum, uyku kaybı veya kalp çarpıntısı gibi fiziksel belirtilerle birlikte görülebilir. Doğum sonrası depresyon ve kaygı genellikle birlikte ortaya çıkar ve tedavisi ilaç tedavisi veya psikolojik desteğe ihtiyaç duyulabilir.

    Kilo kaybı: Doğum sonrası dönem, yeni anneler için vücudun toparlanma sürecidir. Bu süreçte, doğum kiloları, çatlaklar ve gevşek cilt gibi değişiklikler nedeniyle stres oldukça yaygındır. İyi bir beslenme programı ve düzenli egzersizle doğum kilolarını verebilirsiniz. Kendinize bu süreçte zaman tanımanız önemlidir. Acele etmeden, sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde vücut formunuza geri dönebilirsiniz.

    Lohusa Döneminde Beslenme ve Diyet

    Doğum sonrası dönemde sağlıklı beslenme, hem annenin hem de bebeğin sağlığı açısından büyük önem taşır. Bu dönemde doğru beslenme alışkanlıkları edinmek, annelerin doğum sonrası kilo yönetimini de kolaylaştıracaktır. Araştırmalara göre, çocuk sahibi olmanın obezite gelişiminde rol oynadığı ve kadınların hamilelik başına ortalama 2-3 kg aldığı belirtilmiştir. Ancak bu konuda geniş bir değişkenlik söz konusudur.

    Düzensiz ve yetersiz uyku, yemek rutinlerinin bozulması, besleyici gıdalara erişim eksikliği, fiziksel hareketsizlik ve doğum sonrası dönemde depresyon gibi psikososyal durumlar, doğum sonrası kilo vermeyi zorlaştırır.

    Doğum sonrası kilo yönetimi, kadınların gelecekteki sağlıkları ve olası gebelikleri açısından büyük önem taşır. Dünya Sağlık Örgütü, bebeklerin yaklaşık altı aya kadar sadece anne sütüyle beslenmesini önermektedir. Emzirme, annelerde meme kanseri, yüksek tansiyon, kalp hastalığı ve tip 2 diyabet riskini azaltır. Anne sütü, ilk altı ay boyunca bebeğin tüm ihtiyaçlarını karşılayan mucize bir besindir. Ayrıca, enfeksiyonlara karşı koruma sağlar ve sindirimi kolaydır. Bu da yeni doğan bebeğin her türlü sağlığı için en uygun besin olduğunu gösterir. Bu nedenle, emzirme döneminde annelerin beslenmelerine özen göstermeleri gerekmektedir.

    Emzirme Dönemindeki Anneler İçin Genel Beslenme Önerileri

    Emzirme döneminde, yeni anneler diyet yapmaktan kaçınmalıdır. Ancak, bu dönemde her şeyi tüketmek de doğru bir yaklaşım değildir. Aşırı yağlı, şekerli ve beyaz undan yapılan gıdalardan uzak durmak her zaman olduğu gibi bu özel dönemde de önemlidir. Emzirmeyle birlikte anne enerji harcadığı için hamilelikle alınan kilolar daha kolay verilebilir, ancak anneler doğumdan önceki hallerine dönmek için acele etmemelidir. Eğer hamilelik sürecinde normalden fazla kilo alındıysa, her ay 2 kg kadar verilebilir.

    Emzirme döneminde beslenme nasıl olmalıdır?

    Su Tüketimi: Süt miktarını artırmak için su tüketimini artırmak önemlidir.

    Taze Sebze ve Meyve: Artan vitamin ve mineral ihtiyacını karşılamak için her öğünde taze sebze ve meyve tüketilmelidir.

    İşlenmiş Gıdalardan Kaçının: Salam, sosis, sucuk gibi işlenmiş et ürünleri ve katkı maddesi içeren hazır gıdalardan kaçınılmalıdır.

    Kalsiyum: Süt, yoğurt ve peynir gibi kalsiyumdan zengin gıdalar günlük beslenmede 3 porsiyon kadar yer almalıdır.

    Protein: Her gün 1 yumurta ve 1 porsiyon et grubu veya kuru baklagil tüketilmelidir.

    D Vitamini: Güneş ışınlarından yeterince yararlanılmalı, gerekirse doktor onayıyla takviye kullanılmalıdır.

    Sigara ve Alkol: Kesinlikle kullanılmamalıdır.

    Çay/Kahve: Demir emilimini engellediği için yemeklerle birlikte çay veya kahve tüketilmemeli, yemeklerden 1-2 saat önce veya sonra tercih edilmelidir. Bu dönemde ıhlamur, papatya, kuşburnu gibi bitki çayları tercih edilebilir.

    C Vitamini: Demir emilimini artırmak için, demir içeren gıdalarla birlikte C vitamini açısından zengin meyve ve sebzeler tüketilmelidir.

    İçecekler: Hazır meyve suları ve kola gibi asitli içeceklerden uzak durulmalı, bunlar yerine ayran, şekersiz veya az şekerli komposto, limonata ve taze sıkılmış meyve suları tercih edilmelidir.

    İyot: Yemeklerde iyotlu tuz kullanılmalıdır.

    Lohusalıkta Uyku Düzeni ve Dinlenme

    Doğumdan sonra genellikle tüm dikkat bebeklerin uyku düzenine odaklanırken, annelerin kendi uyku düzenleri ve sağlıkları sıklıkla ihmal edilebiliyor. Ancak son araştırmalar, doğum sonrası annelerin uyku düzeninin, perinatal dönemde ruh sağlığını koruma konusunda kritik bir rol oynadığını göstermektedir.

    Psikiyatristler ve psikologlar, özellikle depresyon öyküsü olan veya bipolar veya şizofreni teşhisi konmuş annelere yönelik, uyku düzenlemelerinin ciddi akıl sağlığı sorunlarını önlemede olumlu etkiler sağlayabileceğini vurgulamaktadır. Uyku eksikliğinin zihinsel sağlığı olumsuz yönde etkileyebileceği bilinen bir gerçektir ve doğum sonrası dönemde hormonların kontrolsüz değişimiyle birlikte düzenli ve yeterli uyku, vücudun iyileşme sürecini destekler.

    Uykusuz gecelerin kaçınılmaz olduğu dönemlerde bile, annelerin erken yatmayı tercih etmeleri ve dinlenmeye öncelik vermeleri önerilmektedir.

    Uyku sağlığınızı korumak için bu tavsiyelere dikkat edin:

    Bebeğiniz uyurken siz de uyuyun: Bebeğinizin uyuduğu zamanları dinlenmek için kullanın.
    Ev işlerine daha az, bebeğinize daha fazla odaklanın: Önceliğiniz bebeğinizin bakımı olsun.

    Gece uykusunu ihmal etmeyin: Daha erken yatın ve sabahları biraz daha uzun uyuyun.

    Geceleri yardım alın: Eşiniz, aile üyeleriniz veya arkadaşlarınızla bebek bakımı konusunda sorumlulukları paylaşın.

    Ziyaretçi sayısını sınırlayın: Daha fazla dinlenebilmek için ziyaretçileri sınırlayın.

    Yardım isteyin: Bütün sorumlulukları kendiniz üstlenmeyin. Ev işleri, yemek hazırlığı ve diğer çocukların bakımı konusunda destek istemekten çekinmeyin.

    Bebeğinizin sağlıklı uyku düzeni geliştirmesine yardımcı olun: Bebeğinizi düzenli bir uyku rutiniyle tanıştırın.

    Aktif olun: Yürüyüşe çıkmak ve aktif olmak için zaman ayırın.

    Lohusa Döneminde Egzersiz ve Fiziksel Aktivite

    Doğum sonrası egzersize başlama zamanı kişiden kişiye göre değişir. Kendinizi hazır hissediyorsanız ve jinekoloğunuz uygun olduğunu söylüyorsa, güvenli bir egzersiz planı oluşturabilirsiniz.

    Vajinal doğum sonrası, hafif egzersizlere (örneğin yürüyüş ve esneme hareketleri) güvenle başlayabilirsiniz. Sezaryen sonrası ise, doktorunuzla konuşarak egzersize başlama zamanını belirlemek önemlidir. Sezaryen sonrası iyileşme genellikle birkaç hafta alır ve bu süre zarfında düşük etkili aktiviteler önerilir, örneğin yavaş tempoda yürüyüş yapabilirsiniz.

    Doğum sonrası egzersizin birçok faydası bilimsel olarak kanıtlanmıştır; mesane kontrolünü yeniden kazanmanıza ve zayıflamış pelvik taban kaslarını güçlendirmenize yardımcı olabilir. Ayrıca genel sağlık ve kondisyonunuzu geliştirirken, anne sütü üretimini veya bebeğinizin büyümesini olumsuz etkilemez. Ek olarak, doğum sonrası depresyon riskini azaltabileceği gösterilmiştir.

    İlk altı hafta boyunca yavaş ilerleyin ve konuşabileceğiniz, ancak aşırıya kaçmayacağınız bir egzersiz yoğunluğunda kalın. Haftada üç ila beş kez, 30 dakika boyunca yavaş tempoda yürümeyi hedefleyin.

    Lohusa Döneminde Sosyal Hayat ve Sosyal Destek

    Lohusa Dönemi İçin Önerilen Ürünler ve Bakım İpuçları

    Hamilelik çatlaklarını önlemek için Mustela Çatlak Kremi ‘ni , hamileliğin ilk aylarından itibaren sabah ve akşam kullanmanızı öneriyoruz. Doğum sonrası vücudunuzun toparlanma sürecinde de kremi kullanmaya devam edebilirsiniz. Ancak, kremi kullanırken sezaryen ameliyatı sonrası yara üzerine uygulamaktan kaçınmalısınız. Mustela Çok Amaçlı Bakım Losyonu ise doğum sonrasında çatlaklar ve genel bakım ihtiyaçlarınız için tasarlanmıştır. Organik sertifikalı bu ürün; nemlendirici özellikleri sayesinde doğum öncesi ve sonrasında çatlakların görünümünü azaltmaya, yeni çatlak oluşumunu önlemeye, rahatsızlık hissini yatıştırmaya ve doğum sonrası cilt esnekliğini güçlendirmeye yardımcı olur.

    Lohusa döneminde emziren annelerin vazgeçilmezi  Mustela Organik Sertifikalı Göğüs Ucu Kremi, hassas göğüs uçlarını korumak için lanolin kullanılmadan tasarlanmıştır. Yeni annelerin cildini rahatlatırken, çatlamış veya hassas meme uçları için özel olarak formüle edilmiştir. Bebeğiniz için tamamen güvenilir içerikler kullanılarak hazırlanan bu krem, parfüm ve lanolin içermez ve %100 doğal içeriklerden oluşur.

    Lohusa Döneminde Karşılaşılabilecek Sağlık Sorunları ve Çözüm Önerileri

    Lohusalık kanaması: Lohusa kanaması olarak da bilinen doğum sonrası kanamalar, normal ve beklenen bir durumdur. Bu süreçte rahim toparlanma sürecindedir ve kanamalar yaklaşık 6 hafta kadar sürebilir. Lohusalık döneminde 3-4 gün süren yoğun kanamalar normal kabul edilirken, bazen uzun süreli ve ara dönem kanamaları da görülebilir. Sezaryen ve normal doğum arasında kanama miktarında fark olabilir.

    Lohusa kanaması, ilk günlerde yoğun bir regl kanamasına benzer, ancak zamanla pembeleşir ve daha sonra kahverengi lekelenmelere dönüşür. 6 haftanın sonunda ise lohusa kanamasının tamamen bitmesi beklenir.

    Doğum sırasında veya sonrasında, rahim kaslarının yeterince kasılmaması nedeniyle aşırı kanamalar görülebilir. Vakumlu doğum, epizyotomi, çoğul gebelik, iri bebek ve miyomlar rahim sağlığının zarar görmesine neden olabilir. Yeni anneler, bu süreçte jinekologları tarafından düzenli olarak takip edilmeli ve kanamaların miktarı ile rengine dikkat etmelidir. Bu dönemde, kanın akışkan yapıdan mukusumsu bir dokuya dönmesi önemlidir.

    Doğum sonrası kanama tedavisi için uygulanan yöntemleri şu şekilde özetleyebiliriz:

    Rahim kasılmalarını yeniden düzene sokmak için doktorunuz ilaç tedavisi uygulayabilir.

    Vajinada veya rahim ağzında yırtık söz konusu ise cerrahi müdahale yapılabilir.

    Rahim içinde kalan plasenta gibi parçalar lohusa döneminde aşırı kanamaya neden olabilir. Bu parçalar boş kürtaj yöntemi uygulanarak temizlenebilir.

    Doğum sonrasında rahmin sertleşmesini sağlamak için dışarıdan masaj uygulaması yapabilirsiniz.  Ebe veya doktorunuzdan bu konuda destek isteyebilirsiniz.

    Aşırı kanama görülme durumunda doktorunuz en uygun tedaviyi uygulayacaktır. Böyle bir durumda kan nakli de seçeneklerden bir tanesidir.

    Lohusalık humması: Lohusalık humması, lohusalık enfeksiyonu olarak da bilinen bir sorundur ve halk arasında “albastı” veya “alkarısı” olarak adlandırılır. Yeni doğum yapmış kadınlarda yüksek ateş, halsizlik ve ağrı belirtileri ile ortaya çıkar. Doğum sırasında hijyen kurallarına dikkat edilmesi ve sorunun erken teşhis edilmesi büyük önem taşır. Tedavi edilmezse ciddi sonuçlara yol açabilir.

    Kötü kokulu vajinal akıntı: Doğum sonrasında kötü kokulu vajinal akıntılar enfeksiyon belirtisi olabilir, bu yüzden doktorunuza başvurmalı ve genital hijyeninize özen göstermelisiniz. Ayrıca, sezaryen kesiği bölgesinden irin veya kanlı akıntı gelirse bu durum da enfeksiyon belirtisi olabilir ve hemen doktorunuza danışmanız önemlidir.

    Bacaklarınızda veya ayak bileklerinizde ağrı ve şişlik: Lohusa döneminde, alt bacak ve ayak bileği bölgelerinde ödem nedeniyle şişlikler oluşabilir. Bu süreçte, yeni anneler bol sıvı takviyesi almalı ve proteinli gıdalar tüketmeye özen göstermelidir. Ayrıca, bacakların aşağı sarkıtılmaması önerilir.

    Kas ağrıları: Doğum sonrası kas ağrıları oldukça yaygındır çünkü doğum süreci vücudun tüm kaslarını yoğun bir şekilde çalıştırır. Normal doğum veya sezaryen fark etmeksizin, hamilelik döneminde yoga veya pilates gibi aktivitelerle kaslarınızı güçlendirip esnetmek, lohusalık döneminizi daha rahat geçirmenize yardımcı olabilir. Kas ağrılarını hafifletmek için sıcak duş almak, masaj yaptırmak, sıcak kompres uygulamak veya doktorunuzun önerdiği ağrı kesicileri kullanmak etkili olabilir.

    Hemoroid: Hemoroid, diğer adıyla basur, makat bölgesindeki kan damarlarının şişmesi sonucu oluşan bir rahatsızlıktır. Hamilelik sırasında bebeğin bağırsaklara ve rektuma baskı yapması sonucu, hem hamilelikte hem de doğum sonrasında hemoroid gelişebilir. Özellikle vajinal doğumdan sonra hemoroid görülme sıklığı artar.  Bol su tüketimi ve lifli gıdalarla beslenmek, hemoroid rahatsızlığını hafifletmeye yardımcı olabilir. Doktorunuzun önerisi ile ilaç tedavisi de uygulanabilir.

    İdrar yapmada zorluk: Bebeğin iri olması ve zor, ağrılı bir doğum, lohusa sürecinde idrar yapmada zorluklara neden olabilir. Doğum sırasında idrar kesesi aşırı gerildiği için doğum sonrasında idrar yapamama problemi yaşanabilir. Bu sorunun çözümü için doğum sonrası dönemde mesane eğitimi uygulanabilir. Ayrıca bu süreçte; vajinada olan yaralanmalar idrar yolu enfeksiyonu (İYE) riskini arttırır.  idrar yaparken yanma, kasık ve bel ağrıları, yüksek ateş şikayetlerinin eşlik ettiği idrar yolu enfeksiyonu genelde 2. veya 3. günde belirti verir.

    Doktorunuz böyle bir durumda antibiyotik tedavisine başlayabilir.

    Ayrıca baş dönmesi, şiddetli baş ağrıları, göğüs ağrısı ve nefes darlığı gibi durumlar acil tıbbi müdahale gerektirebilir. Böyle bir durumda doktorunuza başvurmaktan çekinmeyin.

    İlginiz Çekebilecek Diğer Ürünler

    İlgili Blog Yazıları