Atopik dermatit ya da bir başka ifadeyle alerjik egzama, kaşıntılı döküntülere ya da renk değişimlerine yol açan bir cilt rahatsızlığı olarak bilinir. Büyük oranda çocukluk dönemlerinde başlayan bu rahatsızlık, alevlenmelerle beraber yetişkinliğe kadar kendini var edebilir. Atopik dermatit probleminin kesin bir çözümü söz konusu değildir fakat uygun bakım yöntemleri ve doğru yaşam biçimi sayesinde süreç yönetilebilir.
Atopik dermatitte pek çok nedenden ve türden söz etmek mümkündür. Atopik dermatitle beraber seboreik dermatit ve kontakt dermatit, en yaygın egzama türleri arasında kabul edilir. Egzama, çoğunlukla çocuklarda görülmesine rağmen her yaşta karşılaşılabilen bir rahatsızlıktır. Alerjik egzama, kimi ailelerde genetik olarak da karşılık bulabilmektedir. Hastalık, aynı zamanda astım problemiyle de yakın bir ilişki içerisindedir. Tedavi ile cilt iltihabının ve kaşıntının büyük ölçüde yatıştırılması amaçlanır.
▷ Atopik Cilt Tipi Nedir? yazımızı inceleyebilirsiniz!
Egzama (Atopik Dermatit) Nedir?
Atopik dermatit, görülme sıklığı gittikçe artmaya başlayan, kronik seyirli bir deri hastalığı olarak bilinir. Dünya genelinde en yaygın cilt rahatsızlıklarından biri olarak dikkat çeken egzama, çoğunlukla bebeklik dönemlerinde gelişir. Yetişkin dönemlerde alerjik egzama probleminin görülmesi ise çocuklara kıyasla daha nadir bir durumdur. Atopik dermatit rahatsızlığına maruz kalan kişilerde, derinin koruyucu bariyerlerinde bir zaman sonra bozulmalar başlar. Bu süreçte de bazı alerjen ya da mikroplar, cildi daha kolay bir şekilde aşar ve bağışıklık sistemini uyarır. Dolayısıyla da çeşitli alerjik reaksiyonların gelişmesi kolaylaşır.
Egzama Bulaşıcı mıdır?
Atopik dermatitte genetik miras yoluyla aileden çocuğa aktarım gerçekleşebilir ancak atopik dermatit, bulaşıcı bir rahatsızlık değildir. Örnek vermek gerekirse alerjik egzama, bir kişiden diğer bir kişiye hava ya da temas yolu ile geçemez. Atopik dermatit problemi genel olarak ciltteki pek çok unsurun etkileşimi neticesinde oluşur. Atopik dermatitte çevresel / genetik faktörler daha baskındır. Egzamada kaşınmalar artsa bile aynı ortamda bulunan diğer kişiler için doğrudan bir riskten söz etmek mümkün değildir.
Egzama ve Sedef Birbirine Benzer mi?
Hem atopik dermatit hem de sedef hastalığı bir tür cilt hastalığıdır. Genel itibarıyla iki hastalığın belirtileri arasında da ciddi benzerlikler gözlemlenir. İki hastalıkta da pullanma ve kızarıklık gibi semptomlar söz konusudur. Fakat sedef hastalığını egzamadan ayıran belli başlı noktalar söz konusudur. Sedef, doğrudan bağışıklık sistemiyle alakalı otoimmün bir rahatsızlıktır. Bu rahatsızlıkta cilt üzerinde çok fazla hücre üretimi / birikimi oluşur.
Egzama vücudun pek çok bölgesine yayılabilirken sedef hastalığı sadece belli bölgelerde görülür. Ayrıca sedefte, ciltte meydana gelen kabuk oluşumları daha serttir. Bu kabukların görece daha ince olması durumunda atopik dermatit ve sedef sıklıkla birbirine karıştırılabilir. Bu ayrımı yapmak adına dermatoloji uzmanlarından destek almak gerekir.
Egzama (Atopik Dermatit) Nedenleri Nelerdir?
Atopik dermatit tek bir nedene bağlı olarak ortaya çıkmaz; birden fazla faktörün etkisiyle gelişir. Temel olarak cilt bariyerinin zayıflaması, cildin alerjen ve tahriş edici maddelere karşı savunmasız hale gelmesine yol açar. Bunun yanında çevresel, genetik ve bağışıklık sistemiyle ilgili faktörler de hastalığın görülme riskini artırırken başlıca nedenler şunlardır:
-
Cilt bariyerinin zayıflaması: Cildin koruyucu tabakasının hasar görmesi, dış etkenlere karşı savunmasız hale gelmesine neden olur.
-
Alerjen ve tahriş edicilere maruz kalma: Kimyasal maddeler, deterjanlar, parfümler
-
ve bazı tekstil ürünleri ciltte tahrişe yol açabilir.
Protein eksikliği: Cildi koruyan spesifik proteinlerin yetersiz olması hassasiyeti artırır. -
Alerjik iltihaplanmalar: Ciltteki iltihaplanmalar kuruluk, kaşıntı ve bariyer zedelenmesine neden olabilir.
-
Bakteri dengesizliği: Staphylococcus aureus bakterisinin artması, yararlı bakterilerin azalmasına yol açar.
-
Çevresel faktörler: Kuru hava, polen, küf ve ani sıcaklık değişimleri semptomları kötüleştirebilir.
-
Mesleki maruziyet: Solventlerle temas gerektiren işler cildi yıpratabilir.
-
Toz akarları: Ev tozu akarları atopik dermatit belirtilerini tetikleyebilir.
-
Bağışıklık yetersizliği: Zayıf bağışıklık sistemi, cildin kendini onarma kapasitesini düşürür.
Egzama nedenleri kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve bu faktörler bir araya geldiğinde semptomların şiddeti artabilir. Cilt bariyerini korumak, tetikleyici faktörlerden uzak durmak ve düzenli bakım uygulamak bu süreçte oldukça önemlidir. Atopik dermatit yönetiminde doğru adımları atarak cildinizin sağlığını koruyabilirsiniz.
Bebeklerde Egzama
Bebeklerde egzama eğilimi, yetişkinlere kıyasla fazladır. Yaygın olarak ilk 6 aylık dönemde bebeklerin kafa derilerinde, alın bölgelerinde ya da yanaklarında semptomlara rastlamak mümkündür. Alerjik egzama rahatsızlığı bebeklerin yaklaşık olarak %20’sinde rastlanan bir durumdur. Başlangıç aşamasında saç derisi ve yüzde ortaya çıkan atopik egzama, kısa süre içerisinde bebeğin tüm vücuduna yayılabilmektedir.
Ilık suyla banyo yaptırmak, banyo süresini sınırlı tutmak, bebeğin cildini nemlendirmek, bebeği banyodan sonra kurulamak alınabilecek önemli önlemler arasında yer alır. Bebeğin yünlü ya da kimyasal ürünlerle temas etmemesine dikkat edilmelidir. Atopik dermatit, bebeklerde özellikle mevsim geçişlerinin olduğu dönemlerde daha yoğun şekilde gerçekleşir.
Anneler, emzirme dönemlerinde kendisinde alerji potansiyeli barındıran besinlerden uzak durmalıdır. Anne sütünü yeterli düzeyde alan bebeklerde alerjik egzama görülme olasılığı daha düşüktür. Her 10 bebekten 1’i, erişkin dönemlerinde de atopik dermatitle yaşamaya devam eder.
Yetişkinlerde Egzama
Yetişkinlerde ve bebeklerde görülen egzama, belli noktalarda birbirinden ayrılır. Bu durum çoğunlukla semptomlarda kendini var eder. Çocuklarda egzama, çoğunlukla dirsek önü, yüz, göz kapakları, boyun ve diz arkası gibi yerlerde oluşur. Kızarıklık ya da sızıntılı lezyon oluşumları görece daha düşük düzeydedir. Yetişkin bireylerdeyse bu lezyonlar ağırlıklı olarak ayak / el bilekleri, kolların iç kısımları, boyun ya da gövdenin üst tarafında oluşur. Yetişkin bireylerde atopik dermatitten dolayı ciltte aşırı bir kuruluk meydana gelir. Ayrıca cilt enfeksiyonları riski ilerleyen yaşlarla beraber daha da artmış olur.
Egzama ve Alerji ilişkisi
Besin alerjileriyle atopik dermatit arasında güçlü bağlantılar bulunur. Atopik dermatitin bir diğer adının “alerjik egzama” olması, bu durumun önemli bir yansımasıdır. Bu rahatsızlığa sahip olan çocukların ciddi bir bölümünde çeşitli besin alerjilerine rastlamak mümkündür. Atopik dermatit teşhisi konulurken alerji testlerine de başvurulur. Test, egzamayı tetikleyen alerjenlerin saptanmasına da yardımcı olacaktır.
Alerji uzmanı, bazı alerjenlerin atopik dermatiti tetiklediğini saptarsa hastanın beslenme düzeninde değişiklikler önerecektir. Atopik dermatit problemi bulunan bireylerde söz konusu testler büyük oranda pozitif çıkmaktadır. Özellikle bebeklerde egzamaya yol açan besin alerjilerinin vakit kaybetmeden belirlenmesi önemlidir. Egzama özelinde; süt, yumurta, soya ve yer fıstığı, en sık karşılaşılan besin alerjileri arasındadır.
Egzama (Atopik Dermatit) Belirtileri Nelerdir?
Atopik dermatit, her kişide farklı şiddet ve yaygınlıkta görülebilen kronik bir cilt rahatsızlığıdır. Belirtiler, yaş, yaşam tarzı ve tetikleyici faktörlere maruz kalma düzeyine göre değişkenlik gösterebilir. Yine de bazı egzama belirtileri, hastalığın tanınmasında en sık karşılaşılan ortak işaretler olarak öne çıkar. En yaygın egzama belirtileri şu şekilde aktarılabilir:
-
Kuru bir cilde sahip olmak
-
Gün içerisinde şiddetli denebilecek kaşıntılar yaşamak. Bu kaşıntılar henüz dökülmeler kendini var etmeden önce başlar.
-
Cildin belli bölgelerinde oluşan iltihaplanmalar
-
İçinde sıvı olan şişlikler ya da küçük kabuklanmalar
-
Genellikle kırmızı olmak kaydıyla ciltte meydana gelen döküntüler. Bu döküntüler zaman zaman kahverengi, mor ya da gri renge de sahip olabilir.
-
Cildin çatlamış olması
-
Kulaklarda akıntı oluşması
Cildin acı verici bir boyuta ulaştığı, oluşan belirtilerin günlük aktiviteleri, iş / okul rutinlerini olumsuz etkilediği durumlarda vakit kaybetmeden kişinin uzman bir hekime görünmesinde önerilir. Bu sayede doğru tanı konulabilir ve hastalığın ilerlemesini önleyecek etkili bir tedavi planı oluşturulabilir. Erken müdahale, cildin iyileşme sürecini hızlandırarak yaşam kalitesinin kısa sürede yeniden artmasına yardımcı olur.
Egzama Ağrı Yapar mı?
Egzama hastalığında çoğunlukla kaşınma, ağrının önündedir. Fakat kaşıntının sıklaşması, bir zaman sonra da cildin daha fazla tahriş olmasına ve ciddi ağrılara yol açabilir. Kaşınmanın şiddeti ve ağrının şiddeti paralel yönde artış gösterir. Ayrıca cildin çatlamaya başlaması da ağrı hissini ön plana çıkarabilir. Nitekim egzamanın ağrılı bir vaziyet alması, doktora görünmek için acele edilmesi gerektiği anlamına gelir. Eldeki egzama vakalarının ağrılı olması durumunda kişi, günlük rutin aktivitelerde zorlanabilir. Ancak yine de bütün egzama türlerinin ya da vakalarının ciddi ağrılara neden olduğunu söylemek zordur.
Egzamada (Atopik Dermatit) Gece Kaşıntısı Olur mu?
Atopik dermatit, çoğunlukla gece yoğunlaşmaya başlayan cilt kaşıntısı ile ilişkilendirilir. Egzama için sıralanan belirtilerin ciddi bir kısmı, gece saatlerinde daha da belirginleşir. Atopik dermatit hastalarının pek çoğu, gece uyku ya da dinlenme aşamalarında kaşıntı problemlerinin daha fazla ön plana çıktığını aktarır. Bu durum için pek çok nedenden söz etmek mümkündür.
Egzama kaşıntısı, gece uykularının bölünmesine ve gündüz yorgunluğuna neden olabilir. Uyku esnasında temasın / sürtünmenin artması tahriş ya da kaşıntıları artırabilir. Uyanma döngüleri kişinin uyku kalitesini düşürüp stresini artırarak kaşınmayı tetikleyebilir. Ayrıca gece saatlerinde öne çıkan kaygılar ve stres bozuklukları, sağlıklı bir uykuya engel olabilir. Gece uyku öncesinde pamuklu giysiler tercih etmek, cildi iyice nemlendirmek, kaşınan alanlara soğuk kompresler uygulamak, tırnakları kısa tutmak bu tip kaşıntılara karşı alınabilecek en temel önlemler arasındadır.
Egzama Çeşitleri Nelerdir?
Egzama farklı türlerde görülebilen bir cilt rahatsızlığıdır. Her bir tür, kendine özgü nedenlerle ve semptomlarla ortaya çıkar. Egzamanın hangi türü olursa olsun mutlaka dermatologlardan profesyonel destek alınmalıdır.
Atopik Dermatit
Alerjik egzama, en yaygın tür olarak bilinir. Çocukluk dönemlerinde daha fazla görülen bu rahatsızlık, astım ve saman nezlesi için bir tehdit oluşturur. Dirsek kıvrımlarında kızarıklık, döküntü ve kaşıntı şeklinde belirtiler gösterebilir. Bebeklerin daha çok kafa derilerinde kızarıklık oluşur. Cildin sürekli kaşınması, cildin tahriş olmasıyla beraber enfeksiyon risklerini de artırır. Ortamdaki tetikleyiciler dışında genler ve kuru cilt, atopik dermatit oluşumlarına zemin hazırlayabilir.
Kontakt Dermatit
Egzamanın bir diğer türü olan kontakt dermatit, cildi özel olarak duyarlılık gösterdiği maddelere karşı oluşturduğu akut reaksiyonu ifade eder. Cilt, eğer kendisini koruma işlevine sahip yağları bir biçimde engelleyen maddelere uzun süreler boyunca maruz kalırsa, söz konusu rahatsızlık tetiklenir. Dolayısıyla kişinin bu tip maddelere karşı oldukça dikkatli olması gerekir. Parfümler, tütün dumanı, takı, saç boyaları, ayak spreyleri ya da geçici dövmeler, buna örnek olarak verilebilir. Bu egzama türü, yalnızca temasın gerçekleştiği bölgede etkili olmaktadır. Kontakt egzama, kısa bir zaman sonra ortadan kaybolabilmektedir. İçi sıvı dolu kabarcıkların oluşması, yanma ve batma hissi, en önemli belirtiler arasındadır.
Seboreik Dermatit
Sebebi tam olarak kesinlik kazanmayan seboreik dermatit, özellikle de cildin yağlı noktalarında meydana gelir. Kaşlarda, burun kenarlarında, göğüs bölgesinin ortasında, saçlı deride ya da kulaklarda sıklıkla rastlanır. Halk arasında kulak egzaması adıyla da bilinen seboreik dermatit, pullanma ve kabuklanmalara yol açar. Kronik bir egzama türü olan seboreik dermatitin olası etkileri stresle beraber artış gösterir.
Numuler Egzama
Bu egzama türünde ciltte genellikle daire biçiminde lekeler meydana gelir. Nummuler sözcüğü Latincede “madeni para” anlamına gelir. Görüntü itibarıyla numuler egzamayı diğer türlerden ayırmak çok daha kolay olur. Kaşıntının yoğun şekilde gerçekleştiği numuler egzamada lezyonlar, vezikül ve papül adı verilen küçük kabartıların birleşimiyle ortaya çıkar. Ellerde, bacaklarda ya da kolda görülmektedir. Kimi zaman bir böcek ısırığı ya da çeşitli kimyasal reaksiyonlarla alevlenebilir.
Staz Dermatiti
Gravitasyonel dermatit olarak da bilinen staz dermatiti, zayıflamaya başlayan damarlar üzerinden cilde sıvı sızmasından kaynaklanır. Sıvının varlığı, ciddi ağrılara ve kızarıklık problemlerine yol açabilir. Staz dermatitin en önemli belirtileri arasında bacakların alt bölümünde hissedilen ağrılar ve şişkinliklerdir. Bu bölgelerde varisli damarlar gözlemlemek muhtemeldir. Aynı şekilde ayaklarda ya da bacaklarda oluşan açık yaralar da bariz semptomlar arasındadır. Bu dermatit türü, alt bacak bölgesinde kan akış problemi olan bireylerde sıklıkla görülebilmektedir.
Asteatotik Egzama
Asteatotik egzama, genellikle yaşlı bireylerde görülen bir problemdir. Çok sık banyo yapmak ya da derinin üstündeki yağ düzeyinin azalmış olması, olası nedenler arasında gösterilir. Kış aylarında, yani kuruluğun arttığı dönemlerde daha fazla asteatotik egzama vakası ile karşılaşılır. Bacakların ön kısmında ya da gövde bölümünde çıkar. Deride çatlak oluşumlara ve döküntülere sebebiyet verir.
Egzama Hangi Mevsimde Daha Çok Görülür ya da Şiddetlenir?
Atopik dermatit ile alakalı belirtiler, mevsimden mevsime göre değişiklik gösterebilir. Kış aylarında pek çok atopik dermatit hastası, belirtilerin şiddetlendiğine dair şikâyetlerle sağlık merkezlerine giderler. Soğuk havalar genel olarak cildin kurumaya başladığı ya da daha fazla tahriş olduğu dönemlerdir. Öte yandan ısıtma sistemleri de cilt neminin azalmasında etkili olabilir. Bu dönemde giyilen kıyafetler, ciltte terleme ya da tahriş gibi sorunları beraberinde getirebilir.
Atopik dermatit kaynaklı kızarıklık ve kaşıntı şikâyetlerinin hafifletilmesi için egzama ve kaşıntı kremi olarak kullanılan Stelatopia Intense, bebek, çocuk ve yetişkinlerde güvenle tercih edilebilecek topikal semptomatik bir çözümdür. Kortizon, paraben ve koruyucu içermeyen formülü, %93 doğal kaynaklı bileşenleriyle cilt bariyerini güçlendirmeye ve rahatsızlık hissini azaltmaya yardımcı olur. Düzenli kullanım, mevsimsel alevlenme dönemlerinde cildin konforunu artırabilir.
Egzama Nasıl Teşhis Edilir?
Atopik dermatit probleminde durumu erkenden fark etmek, cilt tahriş olmadan bir sağlık uzmanından destek almak önemlidir. Egzama şüphesiyle hastaneye gidildiğinde uzman doktor cildi detaylı olarak inceleyecektir. Bunun öncesinde ailenin ve kişinin sağlık geçmişine ilişkin bazı sorular soracaktır. Kimi özel durumlarda bazı cilt ve kan testlerine yönelecektir. Aynı şekilde cilt biyopsisi sayesinde daha kapsamlı bir inceleme gerçekleştirmek mümkün olabilir.
Teşhis aşamasında en sık başvurulan test, yama testidir. Bu testle beraber cilt reaksiyonlarını somut şekilde gözlemlemek mümkün hale gelir. Ortaya çıkan duruma bağlı olarak ek testlere ihtiyaç olup olmadığı netleştirilir. Fiziksel muayene esnasında ise vücutta atopik dermatitin olduğu yerler incelenir. Ortaya çıkan veriler referans alınarak en ideal tedavi planlaması yapılır.
Egzama Tedavisi Nasıl Yapılır?
Atopik dermatit, uzun yıllar sürebilen ve zaman zaman tekrarlayabilen kronik bir rahatsızlıktır. Tedavi sürecinde hem uzman hekim önerileri hem de hastanın kendi bakım alışkanlıkları önem taşır. Egzama tedavisinde izlenebilecek başlıca yöntemler ve yaklaşımlar şöyle listelenebilir:
-
Tetikleyicilerden Uzak Durma: Atopik dermatitin alevlenmesine neden olan maddeler, alerjenler veya çevresel faktörler tespit edilmeli ve mümkün olduğunca bunlardan kaçınılmalıdır.
-
Kişiselleştirilmiş Tedavi Planı: Lezyonun türüne, şiddetine ve hastanın genel durumuna göre doktor tarafından bireysel bir atopik dermatit tedavisi programı oluşturulmalıdır.
-
İlaç Tedavisi: Steroid kremler, antihistaminikler, oral antibiyotikler, topikal immünomodülatörler ve bariyer restorasyon kremleri; gerekli durumlarda uzman hekim kontrolünde kullanılabilir.
-
Nemlendirme ve Cilt Bariyerini Güçlendirme: Ilık bir banyo sonrası nemlendiricilerin tüm vücuda uygulanması, cilt bariyerini güçlendirir ve su kaybını önler.
-
Enfeksiyon Riskini Azaltma: Deride zararlı mikroorganizmaların azaltılması, olası enfeksiyon ve alevlenmelerin önüne geçebilir.
-
Yaşam Tarzı ve Kişisel Bakım Desteği: Uyku düzeninin sağlanması, sağlıklı beslenme, cilde uygun kıyafet tercihi ve stres yönetimi tedavi sürecine olumlu katkı sağlar.
Egzama tedavisinde başarı yalnızca ilaç kullanımıyla değil aynı zamanda günlük yaşam alışkanlıklarının doğru şekilde düzenlenmesiyle mümkündür. Cildin nem dengesini korumak, tetikleyicilerden uzak durmak ve düzenli hekim kontrolleri sürecin en önemli parçalarıdır. Doğru bakım adımlarını uygulayarak ve uzman önerilerine uyarak cildinizin sağlığını uzun vadede koruyabilirsiniz.
Egzamanın Bitkisel Tedavisi Var mıdır?
Atopik dermatit problemlerinde hem içeriğin hem de doğrudan yan etkilerin bilinememesinden kaynaklı olarak bitkisel çözümler önerilmemektedir. Bitkisel tedaviler, belli karaciğer problemlerine alan yaratabilir. Egzama tedavi sürecinde kişi herhangi bir bitkisel yöntemden ya da doğal üründen destek almadan önce mutlak suretle bunu doktoruyla paylaşmalı ve onay almalıdır.
Kabul edileceği üzere tüm kişilerin cilt yapıları ve olası reaksiyonları birbirinden farklı yapıdadır. Dolayısıyla bitkisel tedavilerin / ürünlerin yaratacağı etki de herkeste farklı sonuçlar oluşturabilir. Buna rağmen atopik dermatite karşı kimi bitkisel çözümler, yaygın şekilde tercih edilebilir. D vitamini, probiyotik benzeri besin takviyeleri, çay ağacı içeren şampuanlar, çinko, çuha çiçeği yağı, meyan kökü, aloe vera jeli ve banyo tuzları, hastaların sıklıkla denediği bitkisel çözümler arasındadır. Tüm bu arayışlara rağmen atopik dermatit belirtilerini hafifletmenin en ideal yol, en kısa sürede bir dermatologla iletişime geçmektir.
Egzama Ne Kadar Sürede Geçer?
Pek çok kişi egzama geçer mi sorusunun cevabını merak eder ancak bu rahatsızlık kronik seyirli olduğundan tamamen ortadan kalkması yerine semptomların kontrol altına alınması hedeflenir. Atopik dermatit, kişiden kişiye değişen bir seyir gösterdiği için net bir iyileşme süresi vermek mümkün değildir. Hafif vakalarda egzama tedavisi ile belirtiler birkaç hafta içinde azalabilirken, kronik atopik dermatit vakalarında bu süreç aylar hatta yıllar sürebilir. Atopik dermatitin ne kadar sürede geçeceği; cilt tipine, tetikleyici faktörlerden uzak durmaya, doğru cilt bakımı ve nemlendirme alışkanlıklarına bağlıdır. Düzenli olarak uygulanan egzama kremi, kaşıntı kremi ve nemlendirici ürünler, iyileşme sürecini hızlandırarak cilt bariyerinin güçlenmesine destek olur. Uzman önerileriyle kişisel bakımınızı planlayarak egzama belirtilerini kontrol altına alabilir ve daha sağlıklı bir cilde kavuşabilirsiniz.
Egzama Nasıl Önlenir?
Yılın her döneminde alınacak bazı temel önlemler sayesinde atopik dermatit risklerini azaltmak olasıdır. Cilt bariyerini koruyacak ve nem dengesini sağlayacak alışkanlıklar edinmek, bu sürecin en önemli adımlarındandır. Egzamayı önlemek / hafifletmek için yapılması gerekenler şu şekilde açıklanabilir:
-
Koruyucu Kıyafet Kullanımı: Kimyasalların ön planda olduğu bir mesleğe sahip kişiler, koruyucu kıyafetler kullanmalıdır.
-
Ilık Su Tercihi: Banyoda sıcak yerine ılık suyu tercih edilmelidir.
-
Kokusuz ve Boyasız Temizleyici: Tercih edilen temizleyici ürün, boya ya da koku içermemelidir. Yumuşak bir sabun tercih edilebilir.
-
Nazik Kurulama: Cildi yumuşak bir havlu ile kurulamaya özen gösterilmelidir.
-
Nemlendirici Kullanımı: Cilt için özel üretilen güvenilir nemlendirici yağlar ya da kremler kullanılmalıdır.
-
Kaşıntı Önleyici Kremler: Kaşıntı önleyici kremlerden yararlanılabilir.
-
Uygun Giysi Seçimi: Sert ya da kaşındırıcı etkisi olan giysileri tercih edilmemelidir.
-
Stres Yönetimi: Kaygıdan uzak durmaya çalışılmalı ya da kaygıya karşı nefes egzersizleri öğrenilmelidir.
Düzenli ve doğru atopik dermatit cilt bakımı, semptomların hafiflemesine ve cilt bariyerinin güçlenmesine yardımcı olur. Atopik dermatiti önlemeye ya da etkisini azaltmaya yönelik hamleler yapılmazsa, bakterilerden ya da mantarlardan kaynaklı olan enfeksiyon risklerinde artışlar oluşabilir. Kaşınmalar, bir süre sonra ciddi çatlak oluşumlarına ya da yararlara yol açabilir. Astım, saman nezlesi, besin alerjileri, pullu cilt, uyku sorunları, cilt lekeleri diğer olası problemler arasındadır.
‘’İçerik bilgilendirme amaçlıdır, tedavi ya da tedaviye yönelik sağlık hizmeti bilgileri içermemektedir. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.’’
Kaynakça:
-
https://www.mayoclinic.org/diseases-conditions/atopic-dermatitis-eczema/symptoms-causes/syc-20353273
-
https://nationaleczema.org/eczema/
-
https://www.webmd.com/skin-problems-and-treatments/eczema/atopic-dermatitis-eczema