Ebeveynlik, sadece anne veya babanın değil, her iki tarafın da katılımıyla şekillenen bir süreçtir. Bu süreçte, özellikle babaların çocuk gelişimindeki aktif rolleri giderek daha fazla önem kazanmaktadır.
Annelerin Rolü
Babalık, çoğunlukla hazırlıksız yakalanılan bir süreçtir. Bu süreçte babanın, babalıkla ilgili deneyimlerinde yine en yakın rehberi anneler olmaktadır. Babaların bu rolleri üstlenmesinde annelerin etkisi ve desteği kritik rol oynar.
Annenin babayı destekleyici yaklaşımı, babanın çocuk bakımına ve gelişimine katılımını arttırabilir. Annelerin annelikle ilgili rolleri yeterince zorken bir de babayı dahil etmeye çalışmaları elbette kolay olmayabilir. Yine de bir anne, babayı cesaretlendirdiğinde veya babanın çocuğuyla vakit geçirmesi için alan yarattığında, babanın ilgili bir ebeveyn olma olasılığı artar.
İlgili Babalık Nedir?

İlgili babalık, babaların çocuklarının fiziksel, duygusal ve sosyal gelişiminde aktif ve sorumluluk sahibi bir rol üstlenmesini ifade eder. Babalar, çocuklarının hayatında yer aldıkça, özgüven, sosyal beceriler ve akademik başarı gibi pek çok alanda gelişmeler olduğu gözlemlenmiştir.
İlgili babalık sürecinde babaların katılımını kolaylaştıran ya da engelleyen faktörler bulunmaktadır.
Baba Olmanın Zorlukları ve Başa Çıkma Yöntemleri
Babalıkla İlgili Endişeler ve Zorluklar
Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) tarafından 2017 yılında yayınlanan “Türkiye’de İlgili Babalık ve Belirleyicileri Raporu”nda babaların karşılaştıkları temel stres kaynakları, yoğunluğuna göre aşağıdaki gibi listelenmiştir:
• Maddi sorunlar
• Sağlık sorunları
• İş yerinde sorunlar
• İşsizlik
• Çocuğumun iyi bir eğitim alamaması
• Eşimle anlaşmazlık
• Ülkenin sorunları
• Kendi annem ve babamla anlaşmazlık
• İyi baba olamamak
• Akrabalarla anlaşmazlık
• Dini konular
Sıralama da görüldüğü gibi, katılımcı babalar en büyük gerilim kaynağı olarak maddi konuları ve bununla bağlantılı sorunları göstermişlerdir. Maddi sorunların “çoğu zaman” ve “her zaman” gerilim kaynağı olduğunu belirten babaların oranı %52,5, işsizlik %44,5, iş yerindeki sorunlar olduğunu belirtenlerin oranı ise %41 olarak karşımıza çıkmaktadır.
Babalar için, aile içi ilişkilerde eşlerle anlaşmazlık ve çocuklara yönelik kaygıların da gerilim kaynağı olduğu görülmektedir. Katılımcıların %38’i için eşleriyle anlaşmazlığa düşmek “çoğu zaman” ve “her zaman” bir gerilim kaynağıdır. Ayrıca babaların %42’si çocuklarının iyi bir eğitim alamamasını, %36’sı ise iyi baba olamamayı gerilim kaynağı olarak belirtmişlerdir.
Babalar için Destek Sistemlerinin ve Kaynakların Kullanımı
AÇEV’in araştırmasında katılımcıların, yaşadıkları streslerle baş edebilmek için başvurdukları başlıca duygusal ve sosyal destek kaynakları da incelenmiştir. İlk olarak, babalara kimlerden ne sıklıkla duygusal destek aldıkları sorulmuş, babalar duygusal bir sorunları olduğunda destek aldıkları kişilerin başında eşlerinin geldiğini belirtmişlerdir. “Eşim ihtiyacım olduğunda yanımdadır”, “Eşimle sevinç ve kederlerimi paylaşırım” gibi ifadelere katılma oranı %94’tür.
Anne ve babalarından destek alma oranlarının ise daha düşük olduğu görülmektedir. Kardeşlerden ve arkadaşlardan destek alma oranları ise birbirine yakındır. Ayrıca katılımcıların %10’u, duygusal bir sorunları olduğunda hiç kimseden destek almadığını da belirtmiştir.
Annenin Eğitim Seviyesi ve İlgili Babalık
Yine aynı araştırmada, babalık davranışlarını etkileyen aile bağlamındaki faktörlere bakıldığında annenin eğitim seviyesi en etkili faktörler arasında yer almaktadır. Annenin eğitim seviyesi arttıkça, babaların çocuklarına uyguladıkları cezalandırma davranışları da azalmaktadır.
Evlilikten Duyulan Tatmin ve İlgili Babalık
Eşler arasındaki iletişim ve evlilikteki uyum da ebeveynlerin davranışlarını etkilemektedir. Çalışmalar, evliliklerinde problem yaşayan, aralarında uyuşmazlık olan ve evliliklerinden memnun olmayan ebeveynlerin, çocuklarına karşı daha fazla sert, cezaya dayalı disiplin yöntemleri uyguladıklarını ve daha az anlayışlı, daha az destekleyici ve daha soğuk olduklarını göstermiştir.
Evlilikten duyulan memnuniyet ve tatminin, erkeklerin güven ve yetkinlik duygusunu pekiştirdiği ve bu durumun da ilgili babalık davranışlarına ve çocuk gelişiminde baba katılımına etkisi olduğu düşünülmektedir. Örneğin maddi zorlukları olsa da evliliklerinden memnun olan babalar çocuklarına karşı daha yakın, sıcak ve anlayışlıdırlar.
Tüm bu araştırma sonuçlarından da görüldüğü gibi, aile içi ilişkiler ve özellikle anne ile olan ilişkinin kalitesi, hem babanın yaşadığı zorlukların kendisi olabilmekte hem de yaşamdaki diğer zorluklar la başa çıkmasına katkıda bulunabilmektedir.
Anne Baba İlişkisinde Karşılaşılan Zorluklar
İletişim Engelleri ve Anlaşmazlıklar
Çocuğun gelişi sevinçle karşılansa da bir taraftan en sağlam ilişkilerde bile sorunlara yol açabilmektedir. Araştırmalara göre ilişkilerin önemli bir çoğunluğu çocuk sahibi olduktan sonra değişim göstermektedir. Ebeveyn olsun ya da olmasın çiftlerin ilişkilerinden tatmin düzeyi birlikteliğin ilk 10 yılında azalmakta ve genellikle dalgalı bir seyir izlemektedir.
Çocuk sayısı arttıkça ilişkiden tatmin düzeyi azalmaktadır. Oranlar özellikle yenidoğan anneleri için daha düşüktür; evli annelerin yüzde 38'i ilişkisine dair yüksek tatmin ifade ederken çocuk sahibi olmayan evli kadınlarda bu oran yüzde 62'ye kadar çıkmaktadır.
Anneler çoğunlukla, anne olduklarında çalışma hayatından uzaklaşıp, sadece annelik rolleriyle kendilerini var etmeye çalışabilmektedirler. Annelerin, bebekleriyle ilgili tüm sorumluluğu üstlenip çocuk için başkalarından gelen tüm bakım girişimlerini reddetmesi durumuna "anne bekçiliği" adı verilir. Zaman geçtikçe, sürekli bakım baskısı ilişkilerde gücenme ya da içerleme gibi hislerin yerleşmesine neden olabilmektedir.
Bunun yanında çatışmalar sadece sorunlu ilişkilerde değil aynı zamanda kendilerini çok sağlam gören çiftleri de etkileyebilmektedir. Çiftlerin büyük çoğunluğu için iletişim, yakınlık ve birlikte geçirilen zaman gibi "koruyucu" ilişki faktörleri, çocuğun gelişinden olumsuz etkilenebilmektedir. Buna uykusuzluk ve maddi kaygılar gibi stres faktörleri de eklenince bir çiftin çocuk sahibi olduktan sonra kendilerini daha fazla çatışma veya gerginlik içinde bulması normal karşılanabilir.
Bir taraftan ebeveyn olmak çatışmaların tek nedeni de olmayabilir. Çiftler bebek öncesinde genellikle zayıf iletişim gibi konulara odaklanmak için zamanları olmasına rağmen bunu yapmamışlardır ve bu sorunlar giderek büyür. İletişim, sorumluluk paylaşımı, cinsellik gibi ertelenen tüm sorunlar muhtemelen çocuktan sonra daha iyiye gitmeyecektir. Çocuktan önce "biraz rahatsız edici" olabilecek bir davranış, çocuktan sonra büyük bir soruna dönüşebilmektedir.
Stres ve Baskı Altında İlişkinin Yönetimi
Yaşamda bazı kritik kriz anları vardır. Evlilik, çocuğun aileye katılması, iş değiştirme veya işten çıkma, taşınma, hastalıklar... Bu anlar stres ve baskı yaratabilir. Herkesin stresle başa çıkma biçimi farklı olabilir. Stresli anlarda nasıl tepki verdiğinizi bilmek, kendinizi rahatlamak ve yeni sürece uyum sağlamak için de ilk adım olabilir. Stres ve baskı durumunda neler size iyi geliyor; bir yakınınızla paylaşmak, yürüyüşe çıkmak, yalnız kalmak ve düşünmek, inançlara göre ritüeller.. Stres durumlarında ebeveynlerin birbirleriyle dayanışmaları stres ve baskıyla başa çıkmak konusunda destekleyici olabilir. Bu zamanlar çiftin birbirlerine her zamankinden daha hassas davranacağı zamanlardır. Stres yaşayan ebeveyne daha anlayışlı, şefkatli yaklaşmak, sorumlulukları bir süre daha fazla üstlenmek diğer ebeveynin rahatlamasını sağlar.
Özel Durumlar: Babalar Kendi Başlarına
Ayrılmış Babalar
İletişimsizliğin veya açık ya da örtük çatışmaların yaşandığı durumlarda, çocuklar genellikle olumsuz etkilenirler. Bu nedenle, bazı ilişkilerde ayrılmak, hem çiftler hem de çocuklar için daha sağlıklı bir seçenek olabilir. Ancak, ayrılmak ebeveynlikten vazgeçmek anlamına gelmez. Aksine, ebeveynlik rolünün evlilik sürecine kıyasla çok daha özenli bir şekilde devam etmesi gerekir.
Bu noktada, hem annenin hem de babanın hâlâ ebeveyn olduklarını unutmamaları önemlidir. Çocuklar, ebeveynlerinin ne düşündüğünden bağımsız olarak, genellikle her iki ebeveynin de uyumlu bir ilişki içinde olduğunu görmek isterler. Artık bir çift olunmasa da ebeveyn olarak iş birliği yapmaya devam etmek gereklidir.
Ayrılık durumlarında çocuğun kiminle yaşayacağı konusu gündeme gelebilir. Çocuklarla düzenli iletişim kurmak, özellikle ayrılık sonrası süreçte, pratik ve duygusal nedenlerden dolayı zorlayıcı olabilir. Günlük hayatın doğal etkileşimlerinden uzak kalmak ve çocuklarla sadece hafta sonları ya da özel etkinliklerde bir araya gelmek, ilişkinin daha yüzeysel ve yapay hissettirmesine yol açabilir. Çocukların ilgi alanlarını takip etmek ve onlarla güçlü bir bağ kurmak da bu süreçte daha karmaşık hale gelebilir. Çocuk için her zaman gidip gelebileceği koşulları oluşturmak ona güven verir.
Baba olarak, çocuğunuzla aynı evde yaşıyor olsanız da olmasanız da onların hayatına aktif bir şekilde dahil olmanız son derece önemlidir. Çocuğunuzun annesiyle ilişkiniz nasıl olursa olsun, onun hakkında olumlu konuşmak büyük bir fark yaratır. Özellikle boşanma veya ayrılık durumlarında, onunla saygılı bir iletişim kurmaya çalışın ve ebeveynlik yaklaşımınızda uzlaşmacı olun. Çocuklarınızın önünde annelerine saygı gösterdiğinizi görmek, onların duygusal sağlığı için çok değerlidir. Anneleri hakkında olumsuz konuşmak, yalnızca onlarla olan bağınıza zarar verir.
Yalnız Babalar
Çocuk yetiştirmek, iki ebeveyn için bile oldukça zorlu bir süreçken, yalnız bir baba olarak bu sorumluluğu üstlenmek bazen ağır bir yük gibi gelebilir. Karşılaşacağınız zorluklar, bu durumun nasıl ortaya çıktığına ve bireysel koşullara bağlı olarak değişebilir:
• Anneleri terk ettiyse: Bu durumda, hem siz hem de çocuklarınız, karmaşık ve acı verici duygularla baş etmek zorunda kalabilirsiniz. Kendi duygularınızla mücadele ederken, çocuklarınıza dürüst bir şekilde destek olmanın yollarını bulmak oldukça zordur. Ancak bu süreçte, duygularınızı açıkça ifade etmek ve onların duygularını anlamaya çalışmak önemlidir.
• Anneleri vefat ettiyse: Çocukların anneleriyle ilgili olumlu anılarını canlı tutmalarına yardımcı olmak biraz daha kolay olabilir. Ancak, bu durumda bile çocuklar, olup bitenlerle ilgili anlaşılması güç duygular yaşayabilir. Kendiniz de acı çekerken, onların bu duygularını anlamaya çalışmak ve onlara destek olmak için hoşgörülü olmalısınız.
Yalnız bir ebeveyn olmak, kişisel ve pratik anlamda pek çok zorluk getirir. Babalar için ise bu sürece özgü bazı ek sorunlar olabilir:
• Yalnızlık: Yalnız ebeveynlerin sıklıkla karşılaştığı temel sorunlardan biridir.
• İşveren anlayışı: İşverenlerin, babaların ebeveynlik sorumluluklarına karşı daha az anlayışlı olması yaygın bir durumdur.
• Sosyal çevre: Özellikle erken yaşlardaki çocukların sosyal yaşamı, genellikle annelerin organize ettiği etkinlikler etrafında şekillenir. Bir baba olarak bu çevreye dahil olmak mümkün olsa da bazen daha zorlayıcı olabilir.
• Ebeveynlik desteği: Babalık, genellikle anneliğe kıyasla daha özel bir deneyim olarak görülür. Erkekler, ebeveynlik konularını kadınlar gibi birbirleriyle sıkça konuşmazlar, bu da bekar babaların ihtiyaç duydukları desteği bulmalarını zorlaştırabilir.
Anne Baba İlişkisinin Temelleri
İletişim ve Anlayışın Önemi
Ebeveynler arasındaki iletişim, hem ilişkinin temelini oluşturur hem de çocukların sağlıklı bir ortamda büyümesini sağlar. İletişimin açık, dürüst ve anlayışlı bir şekilde sürdürülmesi, sorunların daha kolay çözülmesine ve çocuklara olumlu bir örnek olunmasına yardımcı olur. Ebeveynlerin birbirlerini dinlemesi, duygularını ifade etmesi ve ihtiyaçlarını dile getirmesi, çocukların kendi duygularını anlamasına ve ifade etmesine de destek olur.
Sağlıklı Anne Baba İlişkisinin Özellikleri
• Saygı ve Destek: Eşler birbirlerinin bireysel sınırlarına saygı duyduklarında ve birbirlerini desteklediklerinde, çocuklar da bu davranışları model alarak sağlıklı ilişkiler geliştirebilirler.
• Çatışma Çözümü ve Uyum: Tartışmalar kaçınılmazdır; ancak bunları yapıcı şekilde çözmek, çocuklara problem çözme becerisi kazandırır. Uyumsuzluk durumunda çözüm odaklı olmak, aile birliğini güçlendirir.
• Sosyal ve Bilişsel Becerilerin Gelişimi: Sağlıklı aile ortamı, çocukların öğrenme süreçlerine odaklanmasını ve sosyal ilişkilerde güvenle hareket etmelerini sağlar. Bu ortamda büyüyen çocuklar, akademik başarıda ve sosyal hayatta daha başarılı olma eğilimindedir.
• Aile İçi Roller: Ebeveynlik, çocukluk rollerinin uyum içinde yerine getirildiği bir ortam, çocuklara istikrar ve güven verir. Belirsizlik veya roller arası çatışma ise çocuklarda stres ve kafa karışıklığı yaratabilir.
Ortak Değerler ve Ebeveynlik Yaklaşımları
Çoğu zaman ebeveyn olmakla ilgili bazı kalıplaşmış inançlar olabilir:
• Anneler çocuğun tüm bakımından sorumludur, baba ise evi geçindirmekle yükümlüdür.
• Baba dediğin sert olur; aksi takdirde çocuklar şımarır.
• Çocuğumun mutluluğu her şeyden önemlidir, kurallar çocukta öfkeye yol açar.
• Yuvayı dişi kuş yapar.
• Evin reisi babadır.
• Benim çocuğum asla saygısızlık yapamaz.
• Ev her zaman düzenli ve tertipli olmalıdır.
Bu ve benzeri beklentilerde ortak bir noktada buluşmak zaman alabilir ve bazen çiftler arasında çatışmalara yol açabilir. Ebeveynlerin tutumlarındaki farklılıklar ise çocuklar üzerinde olumsuz etkiler bırakabilir. Örneğin, bir ebeveyn kurallar koyarken diğerinin her şeye izin verdiği bir ortamda, çocuklar nasıl davranacaklarını bilemez hale gelebilirler. Bu nedenle, ebeveynlik tutumlarında ortaklık ve süreklilik sağlamak, çocukların sağlıklı gelişimi için hayati bir öneme sahiptir.
Aile İçi Dinamiklerin Çocuk Üzerindeki Etkileri
İnsanlık tarihi boyunca aile, bireylerin değerlerini sonraki nesillere aktardığı, zorlu yaşam koşullarına uyumu kolaylaştırdığı ve sosyal bağların temellerini oluşturduğu en önemli yapı olmuştur. Aile, çocukların bilişsel, sosyal ve duygusal gelişimini destekleyen bir rehberlik işlevi görür.
Aile üyeleri arasındaki iş birliği, stres seviyesinin azalmasına ve daha pozitif, uyumlu bir aile ortamının oluşmasına katkı sağlar. Aile içindeki bu dinamikler yalnızca anne ve babayı değil, aynı zamanda çocuğun gelişimini de doğrudan etkileyen en temel unsurlardan birisidir.
Anne Baba İlişkisinin Çocuk Gelişimi Üzerindeki Önemi
Anne ve baba arasındaki ilişki, çocuklar için bir rehber niteliğindedir. Çocuklar, ebeveynlerinin birbirleriyle olan iletişimlerini ve çatışma çözme yöntemlerini gözlemleyerek kendi davranışlarını şekillendirirler. Sağlıklı bir ilişki, çocuklarda güven duygusu, özsaygı ve duygusal denge oluştururken, sorunlu bir ilişki çocuklarda kaygı, güvensizlik ve sosyal izolasyona yol açabilir. Bu nedenle anne baba ilişkisinin güçlü olması, çocukların hem bireysel hem de sosyal yaşamlarında başarıya ulaşmalarını kolaylaştırır.
Çocukların Anne Baba İlişkisinden Algıladıkları
• Model Alma ve Davranış Örüntüleri: Ebeveynlerinin ilişkisini gözlemleyen çocuklar, bu davranışları model alır. Sevgi dolu ve yapıcı bir ilişki, çocukların ileride kuracağı dostluklar ve romantik ilişkiler için sağlıklı bir temel oluşturur.
• Duygusal Güvenlik ve Bağlanma: Ebeveynler arasındaki sevgi dolu ilişki, çocukların kendilerini duygusal olarak güvende hissetmelerini sağlar. Bu durum, çocukların özellikle bağlanma stillerini doğrudan etkiler ve gelecekteki sosyal ilişkilerinde önemli rol oynar.
• Aile İçi Etkinlikler ve Karar Alma: Çocukları ailenin bir parçası haline getirmek, onlara aidiyet duygusu kazandırır. Aile içi karar alma süreçlerine dahil edilen çocuklar, demokratik bir ortamı tecrübeler ve ileride daha sorumluluk sahibi bireyler haline gelir.
Özel Durumlar: Farklı Gelişen Çocuklar
Farklı gelişen çocuklara sahip aileler için anne baba ilişkisi ayrı bir öneme sahiptir. Bu ailelerde ebeveynlerin birbirine destek olması ve birlikte bir ekip gibi hareket etmesi, çocuğun özel ihtiyaçlarını karşılamada etkili bir rol oynar. Bu durumlarda, ebeveynlerin sabırlı olması ve profesyonel yardım almaktan kaçınmaması büyük önem taşır.
Anne Baba İlişkisini Güçlendirmek İçin İpuçları
• Kaliteli Zaman Geçirme ve Birlikte Aktiviteler: Eşlerin birbirleriyle kaliteli zaman geçirmesi, ilişkiyi güçlendiren en etkili yöntemlerden biridir. Birlikte yapılan aktiviteler, ilişkide bağları kuvvetlendirir ve çocuklara olumlu örnek sunar.
• Açık İletişim ve Karşılıklı Anlayış: Sorunların konuşularak çözülmesi, hem eşler arasındaki gerginlikleri azaltır hem de çocukların örnek alabileceği olumlu bir davranış geliştirir. Şeffaf bir iletişim dili, aile bireylerinin birbirini daha iyi anlamasını sağlar.
Anne Baba İlişkisinin Uzun Vadeli Etkileri
• Çocukların Gelecekteki İlişkileri Üzerine Etkiler: Anne baba ilişkisi, çocukların ilerideki romantik ve sosyal ilişkilerinin temelini oluşturur. Sevgi dolu bir aile ortamında büyüyen çocuklar, ileride daha empatik ve sağlıklı ilişkiler kurar.
• Aile İçi İlişkilerin Nesiller Arası Aktarımı: Ebeveynler arasındaki olumlu ya da olumsuz ilişkiler, çocuklar aracılığıyla nesiller boyu aktarılabilir. Sağlıklı bir anne baba ilişkisi, gelecek nesillerin de bu olumlu değerleri benimsemesini sağlar.