• 1.500 TL ve üzeri alışverişlerinizde kargo bedava!

  • 1.500 TL ve üzeri alışverişlerinizde kargo bedava!

    Mustela.com.tr'ye Hoş Geldiniz!

    1,500.00TL daha alışveriş yaptığınızda kargo bedava!
    • #Bebek ve Çocuk Sağlığı
    • #Büyüme ve Gelişim
    • #Refah ve Ruhsal Sağlık

    Otizm Nedir, Belirtileri Nelerdir?

    5 dakika okuma süresi; Güncellendi Ağustos 06, 2025
    Yayınlandı Ağustos 05, 2025 Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü
    otizm_nedir_kapak_gorseli_698feb9d-a3b7-42f5-81b8-bdb7dcd8beca - Mustela Türkiye - 1

    Toplumda görülme sıklığı giderek artan otizm spektrum bozukluğu, bebeklik döneminde gözlemlenen bazı davranışlarla kendini gösterebilir. Otizm belirtileri arasında göz teması kurmama, ismine tepki vermeme ve tekrarlayıcı hareketler yer alırken, bebeklerde otizm belirtileri genellikle 12-18. aylar arasında fark edilmeye başlanır. Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, otizm testi ile erken tanının mümkün olduğunu ve otizmin tedavisi için bireyselleştirilmiş özel eğitim ve terapi programlarının hayati öneme sahip olduğunu vurguluyor. Peki aileler otizm hastalığını nasıl anlayabilir? Bebeklerde otizm belirtileri nelerdir? Otizm çeşitleri nelerdir? Otizmin tedavisi ile ilgili merak ettiğiniz tüm soruların yanıtı bu yazıda!.. 

    Otizm Nedir ve Neden Olur? 

    Otizm spektrum bozukluğu, genellikle erken çocukluk döneminde ortaya çıkan, kişinin sosyal etkileşim, iletişim becerileri ve davranışlarında farklılıklara yol açan nörogelişimsel bir durumdur. Otizm, bir spektrum olarak tanımlanır, çünkü belirtiler kişiden kişiye önemli ölçüde değişiklik gösterir. Bazı bireylerde hafif düzeyde sosyal zorluklar olabilirken, bazılarında çok daha ciddi ve destek gerektiren durumlar ortaya çıkabilir. Otizm bir hastalık değil, bir nörogelişimsel farklılıktır. Bu nedenle tedavi edilmek yerine, eğitim ve terapi yöntemleriyle desteklenir. Bu desteklerle otizmli bireylerin yaşam kaliteleri ve sosyal uyum becerileri artırılabilir.

    Otizm Genetik midir?

    Evet, otizmde genetik faktörler güçlü bir rol oynar. Ailede otizm öyküsü bulunan bireylerde, diğer çocuklarda da otizm görülme olasılığı artmaktadır.

    Otizm Sonradan Olur mu?

    Otizm doğuştan gelen bir durumdur. Ancak belirtiler her zaman doğumla birlikte fark edilmez. Genellikle 12-18 ay arasında otizme dair ilk işaretler belirginleşir. Bu nedenle bazı aileler otizmin sonradan ortaya çıktığını düşünebilir. Oysaki otizm doğuştan mevcuttur; fark edilme zamanı farklılık gösterebilir.

    Otizm Spektrum Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?

    Otizm spektrum bozukluğu belirtileri, her çocukta farklı düzeylerde ve yoğunlukta görülebilir. Bazı çocuklarda daha hafif seyreden semptomlar gözlemlenirken, bazılarında ise daha belirgin ve günlük yaşamı etkileyen durumlar söz konusu olabilir. Çocuklarda otizm belirtileri arasında en sık rastlananlar ise şunlardır:

    Sosyal İletişim ve Etkileşimde Güçlük:

    • Göz teması kurmama

    • İsmiyle seslenildiğinde tepki vermeme

    • Jest ve mimikleri anlamakta zorlanma

    • Akranlarıyla oyun kuramama

    Duyguları ifade etmekte zorlanma:

    • Tekrarlayıcı hareketler (el çırpma, sallanma)

    • Rutinlere aşırı bağlılık

    • Oyuncaklarla amacına uygun oynamama

    • Aşırı duyusal hassasiyet (ses, dokunma, ışık)

    • Takıntılı ilgi alanları

    Her çocukta belirtiler farklı şekilde görülebilir. Bu nedenle erken tanı, doğru tedaviye zamanında başlanması açısından oldukça önemlidir.

    Otizmin İlk İşaretleri: Bebeklerde ve Çocuklarda Gözle Görülür Belirtiler

    Otizmin ilk işaretleri genellikle 12-18. aylar arasında fark edilmeye başlanır. Otizm belirtisi bebeklerde çoğunlukla sosyal ifadelere tepki vermeme, göz teması kurmama ya da seslenildiğinde yanıt vermeme gibi davranışlarla ortaya çıkar. Çocuklarda otizm belirtilerini şu şekilde sıralayabiliriz:

    • Gülümsemeye veya sosyal ifadelere yanıt vermeme

    • Parmağıyla bir şeyi göstermeme, “bak” dememe

    • Seslenildiğinde dönüp bakmama

    • Basit taklit davranışlarını yapmama

    • Anlama düzeyinin yaşıtlarına göre geride olması

    • Gecikmiş konuşma ya da hiç konuşmama

    Bu belirtilerden birkaçını gözlemleyen ailelerin, bir uzmana başvurmaları önemlidir. Erken farkındalık, en önemli adımdır.

    Otizm Spektrum Bozukluğu Türleri Nelerdir?

    Otizm spektrum bozukluğu, DSM-5 tanı kriterlerine göre belirtilerin şiddetine ve bireyin ihtiyaç duyduğu destek düzeyine göre sınıflandırılır. Bu sınıflama, otizm türleri olarak da bilinen üç seviyeden oluşur:

    1. Seviye – Destek Gerektiren,

    2. Seviye – Önemli Ölçüde Destek Gerektiren,

    3. Seviye – Çok Önemli Ölçüde Destek Gerektiren.

    Çocuklarda Otizm Nasıl Teşhis Edilir?

    Otizm teşhisi, sadece tek bir testle değil; gözlem, gelişim öyküsü ve uzman değerlendirmeleriyle konur. Uzmanlar genellikle şu yolları kullanır:

    • Tarama testleri (M-CHAT-R, ADOS-2, CARS gibi)

    • Gözlem ve aile görüşmesi

    • Psikolojik değerlendirme

    • Dil ve iletişim becerilerinin analizi

    Bu süreçte erken teşhis, çocuğun gelişimsel ihtiyaçlarının net bir şekilde belirlenmesini sağlar ve buna uygun bir destek planının oluşturulmasına olanak tanır.

    Otizmde Erken Teşhisin Önemi

    Otizmde erken teşhis, çocuğun potansiyelini en üst düzeye çıkarmak açısından hayati öneme sahiptir. Erken yaşta başlanan özel eğitim ve terapi, hem öğrenme becerilerinin gelişmesini hem de sosyal hayata daha kolay uyum sağlamasını destekler.

    Beyin gelişimi açısından ilk 5 yıl çok kritiktir. Bu nedenle belirtileri fark eden ailelerin “bekleyelim geçer” demeden profesyonel destek alması çok önemlidir. Çocukların sağlıklı gelişimi hakkında daha fazla bilgi için 16 aylık bebek gelişimi yazımıza göz atabilirsiniz.

    Otizm Testi Nasıl Yapılır?

    Otizm testi, çocuklarda gelişimsel farklılıkları değerlendirmek ve erken tanı koymak için önemli bir araçtır. En sık kullanılan otizm testleri ve uygulamaları şu şekilde sıralayabiliriz: 

    • M-CHAT-R: 6 yaşa kadar olan çocuklarda kullanılır. Ebeveynlere yöneltilen bir tarama ölçeğidir. Otizm riski açısından düşük, orta veya yüksek risk düzeyinde puanlama yapılır. Orta ve yüksek risk durumunda ileri değerlendirmeye yönlendirilir.

    • CARS (Childhood Autism Rating Scale): 2 yaş ve üzeri çocuklar için uygundur. Klinik gözleme ve aileyle yapılan görüşmelere dayanır. Çocuğun sosyal ilişkilerden beden kullanımına kadar  farklı alandaki davranışları puanlanır. Bu sayede otizmin şiddeti hafif, orta veya ağır olarak sınıflandırılabilir.

    • ADOS-2 (Autism Diagnostic Observation Schedule – 2. Version): Otizm tanısında en güvenilir testlerden biridir. Uzman eşliğinde birebir yapılan yapılandırılmış oturumlarla uygulanır. Sözel iletişim, göz teması, taklit, oyun becerileri gibi pek çok alan değerlendirilir. Uygulayıcının özel bir eğitim almış olması gerekir.

    • ABC (Autism Behavior Checklist): Özellikle okul öncesi ve okul çağı çocukları için uygundur. Aile ya da öğretmen tarafından doldurulabilir. Puan yükseldikçe otizm riski artar. Klinik gözlemle desteklenerek yorumlanması gerekir.

    Otizm Tedavisi ve Destekleyici Yaklaşımlar 

    Otizmde tedavi, bireyin ihtiyaçlarına göre özel olarak planlanır. “Tek bir tedavi” modeli yoktur. Son yıllarda otizmde derinlemesine oyunla tedavi, çocukların sosyal becerilerini artırma ve duygusal tepkilerini düzenleme açısından etkili bir yöntem olarak öne çıkmaktadır. Bununla birlikte, bilimsel olarak etkili olduğu gösterilmiş bazı yaklaşımlar şunlardır:

    • Özel Eğitim

    • Dil ve konuşma terapisi

    • Duyu bütünleme terapisi

    • Oyun terapisi

    • Sosyal beceri eğitimleri

    • Aile danışmanlığı

    Bu yaklaşımlar, erken tanı ve doğru destekle birleştiğinde, otizmli çocukların sosyal, duygusal ve akademik gelişimlerinde önemli ilerlemeler sağlanabilir.

    Aileler Otizmli Çocuklarına Nasıl Yaklaşmalıdır?

    Otizm tanısı, aileler için duygusal açıdan zorlu bir dönemin başlangıcı olabilir. Bu süreçte en önemli adım, çocuğu olduğu gibi kabul edip, sabır ve sevgiyle yanında olmaktır. Onun güçlü yönlerine odaklanmak, yaşıtlarıyla kıyaslamaktan kaçınmak ve bireysel gelişimini desteklemek; hem özgüvenini artırır hem de içindeki potansiyeli ortaya çıkarır.

    Günlük rutinlerin yapılandırılması, otizmli çocukların kendilerini daha güvende hissetmelerine yardımcı olur. Eğitim ve terapi desteğiyle bu yolculuk daha sağlam bir zemine otururken, ailelerin çocuklarıyla kuracakları anlayışlı iletişim ve gerektiğinde alacakları profesyonel destek, sürecin en güçlü dayanağını oluşturur.

    Eğitim Sürecinde Ailelere Düşen Roller

    Otizmli çocukların eğitim süreci, yalnızca uzman desteğiyle değil, ailelerin aktif katılımıyla daha etkili hale gelir. Ailelerin dikkat etmesi gereken temel noktalar şunlardır: 

    • Aileler, eğitim sürecine aktif katılarak evde öğrenilen bilgileri pekiştirmelidir.

    • Ev ortamı, dikkat dağıtmayacak şekilde düzenlenerek öğrenmeye uygun hale getirilmelidir.

    • Öğretmen ve uzmanlarla sürekli iletişim kurarak tutarlı bir eğitim yaklaşımı benimsenmelidir.

    • Çocuğun bireysel gelişim hızına uygun, gerçekçi ve esnek hedefler belirlenmelidir.

    • Duygularını ifade edebilmesi için çocuğa empatik ve destekleyici bir iletişim sunulmalıdır.

    • Aile bireyleri olumlu sosyal davranışlar sergileyerek öğretici bir model olmalıdır.

    • Günlük yaşam becerileri sabırla öğretilmeli ve her başarı takdir edilmelidir.

    • Ebeveynler kendi duygusal ihtiyaçlarını da gözetmeli ve gerekirse destek almalıdır.

    Ailelerin bu süreçte gösterdiği özen ve kararlılık, çocukların kendi potansiyeli ortaya çıkarmasına yardımcı olabilir. 

    Otizmli Çocuklar için Alternatif Terapiler

    Müzik terapisi, hayvan destekli terapi (atla terapi, köpekli terapi), sanat terapisi gibi alternatif yaklaşımlar; doğru planlandığında çocuğun duygusal ve sosyal gelişimine katkı sağlayabilir. Ancak bu terapilerin bilimsel temelli yaklaşımlarla birlikte yürütülmesi gereklidir. “Mucize tedavi” vaat eden yöntemlerden kaçınılmalıdır.

    Otizmli Çocuklarda Sosyal Hayata Uyum için Öneriler

    Otizmli çocuk hareketleri, genellikle tekrarlayıcı davranışlar, duyusal hassasiyetler ve rutinlere bağlılık şeklinde gözlemlenir. Bu durum, sosyal ortamlara uyum sağlamalarını zorlaştırabilir; ancak doğru yaklaşımlar ve sabırlı bir destekle bu zorluklar aşılabilir.

    Bu süreçte ailelerin ve eğitimcilerin uygulayabileceği bazı yöntemler, çocuğun sosyal hayata daha kolay adapte olmasına yardımcı olabilir. Bu yöntemlerden bazıları şunlardır:

    • Aşamalı maruz bırakma ile kalabalık ortamlara alıştırmak

    • Sade ve net komutlar kullanmak

    • Sosyal beceri eğitim gruplarına katılım

    • Görsel desteklerle rutin oluşturmak

    • Rol yapma oyunları ile sosyal kuralları öğretmek

    Unutmamalıyız ki, her küçük adım bir ilerlemedir; sabır, anlayış ve doğru yönlendirmeyle otizmli çocuklarımız da sosyal hayatın bir parçası olabilir.

     

    İlgili Blog Yazıları

    Notifications

    This is a notification message

    Available now